BÖLÜM 2: BİLGİNİN DOĞASI VE ÖĞRETİM SÜRECİ

2.6 BAĞLANTICILIK

2.6.1 BAĞLANTICILIK NEDİR?

Son yıllarda ortaya çıkan diğer bir epistemolojik duruş, özellikle de dijital toplum ile ilişkili olan bağlantıcılıktır. Bugün halen daha geliştirilmekte ve işlenmekte olan bağlantıcılık, birçok eleştiri ve tartışmanın odak noktası durumundadır.

Bağlantıcılıkta, bir ağı oluşturan düğümler arasındaki toplu bağlantılar sayesinde yeni bilgi formları ortaya çıkar. Siemens’e (2004) göre bilgi, bireysel katılımcı düzeyinin çok ötesinde yaratılır ve sürekli değişir, dönüşür. Ağlarda yer alan bilgiler herhangi bir formal örgüt tarafından yaratılmaz veya kontrol edilmez. Yine de örgütlerin, sürekli enformasyon akışının olduğu bu dünyaya ‘bağlanmaları’ ve bundan bir anlam çıkarmaları beklenir. Bağlantıcılıkta bilgi, kaotik ve dönüşüm içerisinde olan bir olgudur; bunun nedeni düğümlerin durmaksızın hareketi ve birbirine bağlı olan sayısız ağ arasında devam eden sürekli enformasyon akışıdır.

Bağlantıcılığa göre İnternet, bilginin olmazsa olmaz yapısını değiştirir. Siemens’in (2004) kelimeleriyle, ‘boru, içinde taşıdığından daha önemlidir’.

Downes (2007) yapılandırmacılık ile bağlantıcılık arasında kesin bir ayrım yapar:

‘Bağlantıcılıkta, ‘anlam inşa etme’ gibi bir söylem bir şey ifade etmez. Bağlantılar bir ilişkilendirme süreci neticesinde doğal olarak ortaya çıkar ve önceden planlanmış bir eylem sayesinde ‘yapılandırılmaz’… Dolayısıyla, bağlantıcılıkta bilginin transferi, bilginin oluşturulması veya bilginin inşa edilmesi gibi kavramlar yoktur. Bunun yerine, öğrenme amacıyla gerçekleştirdiğimiz etkinlikler, belli (bağlantılı) yöntemlerle kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumu geliştirme çabalarıdır.’

2.6.2 BAĞLANTICILIK VE ÖĞRENME

Siemens’e göre (2004), bağlantılar ve enformasyonun akış yönü bireyin ötesinde var olan bilgiyi ortaya çıkarır. Böylece öğrenme, belirli bir enformasyon akışına erişme, ondan faydalanma ve önemli akışları izleme yetisine dönüşür. Siemens şunu savunur:

‘Bağlantıcılık, toplumda tektonik dönüşümler olduğunu kabul eden bir öğrenme modeli ortaya koyar. Böyle bir toplumda öğrenme, içsel ve bireysel bir etkinlik değildir artık… Eyleme geçirilebilir bilgi olarak tanımlanan öğrenme, bir veri tabanı ya da kurum içinde olabilir.’

Siemens (2004) bağlantıcılığın ilkelerini şöyle tanımlar:

  • Öğrenme ve bilgi, fikir farklılıkları içerisinde var olur.
  • Öğrenme, belli düğümleri veya enformasyon kaynaklarını birbirine bağlama sürecidir.
  • Öğrenme, insan olmayan aygıtlarda da bulunabilir.
  • Daha çok bilme kapasitesi, an itibariyle neyin bilindiğinden daha önemlidir.
  • Sürekli öğrenmeyi kolaylaştırmak için bağlantıların beslenmesi, geliştirilmesi ve devamının sağlanması gerekir.
  • Alanlar, fikirler ve kavramlar arasındaki bağlantıları görebilme yetisi, temel bir beceridir.
  • Güncellik ve geçerlik, yani bilginin güncel ve doğru olması, tüm bağlantıcı öğrenme etkinliklerinin merkezinde yer alır.
  • Karar verme, kendi içinde bir öğrenme sürecidir. Neyin öğrenileceğinin seçilmesi ve gelen enformasyonun anlamı, dönüşüm içerisindeki bir gerçeğin objektifinden değerlendirilir. Bugün elimizde doğru bir yanıt olsa da bulduğumuz bu yanıt, kararı etkileyen enformasyon iklimindeki değişikliklere bağlı olarak ertesi gün yanlış olabilir.

Downes’a (2007) göre:

‘bağlantıcılığın kalbinde, bilginin bir bağlantılar ağı üzerinde dağıtıldığı tezi yatar; buna göre öğrenme, bu ağları yapılandırma ve ağların tam içinden geçebilme yeteneğinden oluşur… [Bağlantıcılık]

(a) çeşitlilik, otonomi, açıklık ve bağlantısallık olarak nitelendirdiğim özellikler üzerinden ‘başarılı’ ağları betimlemeye ve

(b) öğretmen tarafında modelleme ve gösterim, öğrenci tarafında ise uygulama ve yansıtma olarak nitelendirdiğim, hem bireyin kendisi hem de toplum içerisinde böyle ağların oluşmasına yol açan uygulamaları tanımlamaya

çalışan bir pedagojinin varlığına işaret eder.

2.6.3 BAĞLANTICILIĞIN ÖĞRENME VE ÖĞRETME SÜRECİNE UYGULANMASI

Siemens, Downes ve Cormier, öğrenmeye bağlantıcı yaklaşımı kısmen açıklamak kısmen de modellemek için Bağlantıcılık ve Bağlantılı Bilgi 2011 adlı ilk kitlesel açık çevrimiçi dersi (KAÇD) oluşturdular.

Siemens ve Downes gibi bağlantıcıların öğretmenlerin veya eğitmenlerin rolüne bakışı biraz belirsizdir; çünkü bağlantıcılığın odak noktası, katılımcıların birey olarak kendileri, ağlar, bilgi akışı ve bunun sonucunda ortaya çıkan yeni bilgi biçimleridir. Bir öğretmenin asıl görevi, öğrencileri bir araya getiren ilk öğrenme ortamını yaratmak ve ‘başarılı’ ağlara bağlanmalarını sağlayacak kendi kişisel öğrenme ortamlarını inşa etmelerinde öğrencilere yardım etmektir. Bu bağlamda, enformasyon akışına maruz kalmak ve bireyin bu enformasyonun anlamına kendi görüşünü yansıtması sayesinde, öğrenmenin kendiliğinden meydana geleceği varsayılmaktadır. Bu tip bir öğrenme çoğunlukla tüm katılımcıların erişimine hazır ve açık olan sosyal medya üzerinden gerçekleştiğinden, böyle bir öğrenmenin desteklenmesi için örgün eğitim kurumlarına gereksinim yoktur.

Bağlantıcılığın öğrenme ve öğretmeye yaklaşımı ile ilgili sayısız eleştiri bulunmaktadır (bkz. Bölüm 6.4). Uygulamalar ilerledikçe, çok sayıda katılımcının işbirliğine dayalı çalışmasına ve değerlendirilmesine ilişkin yeni araçlar geliştirildikçe ve alanda yeni deneyimler elde edildikçe, bu eleştirilerin bir kısmının üstesinden gelmek mümkün olacaktır.  Bundan çok daha önemlisi; bağlantıcılık, İnternetin ve yeni iletişim teknolojileri patlamasının öğrenme üzerindeki etkilerini yeniden ve radikal bir biçimde incelemeye teşebbüs eden ilk kuramsal girişimdir.

Etkinlik 2.6 Bağlantıcılığın sınırlı yönleri nelerdir?

  1. Sizce hangi bilgi alanları en iyi bağlantıcı yaklaşımla ‘öğretilir’ veya ‘öğrenilir’?
  2. Sizce hangi bilgi alanlarının bağlantıcı yaklaşım kullanılarak öğretilmesi uygun olmaz?
  3. Neden böyle düşünüyorsunuz?

KAÇD’lerle ilgili 6. Bölüm’ü okuduktan sonra yanıtlarınızı tekrar gözden geçirmek isteyebilirsiniz.

KAYNAKÇA

AlDahdouh, A., Osório, A., Caires, S. (2015) Understanding knowledge network, learning and connectivism, International Journal of Instructional Technology and Distance Learning, Vol. 12, No.10.

Downes, S. (2007) What connectivism is Half An Hour, February 3.

Downes, S. (2014) The MOOC of One, Stephen’s Web, March 10.

Siemens, G. (2004) Connectivism: a theory for the digital age’ eLearningSpace, December 12.

Lisans

 Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans için ikon

Dijital Çağda Öğretim Copyright © by A.W. (Tony) Bates is licensed under a Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans, except where otherwise noted.

Bu Kitabı Paylaş

Geri bildirim / Hatalar

Yorumlar kapalıdır.