BÖLÜM 10: AÇIK EĞİTİM TRENDLERİ

10.4 DERS VE PROGRAM TASARIMINDA ‘AÇIK’LIK: BİR PARADİGMA KAYMASI MI?

Son yıllarda medyanın bütün ilgisi KAÇD’lerin üzerinde olsa da, açık eğitim kaynakları, açık ders kitapları, açık araştırma ve açık verinin KAÇD’lerden çok daha önemli ve devrim niteliğinde olacağına inanıyorum. İşte bu düşüncemin arkasındaki nedenler…

10.4.1 Hemen hemen bütün içerik ücretsiz ve açık olacak

Şekil 10.4.1 Ücretsiz ve herkese açık bir sahil (Pie de la Cuesta, Meksika)
Resim: © Tony Bates 2015 CC BY-NC

Gelecekte akademik içeriğin büyük bir kısmı, İnternet üzerinden ücretsiz olarak erişebilir olacaktır; herkes tarafından… Bu durum, gücün öğretmenlerden öğrencilere geçmesi anlamına da gelebilir. Öğrenciler, içeriğin birincil kaynağı olarak artık yalnızca öğretmenlerine bağımlı olmayacaktır. Bazı öğrenciler daha şimdiden okuldaki bazı derslere girmemeyi tercih etmeye başladılar; çünkü OpenCourseWare, KAÇD’ler veya Khan Akademi aynı konuyu çok daha etkili ve açıklayıcı bir şekilde öğretebiliyor. Eğer öğrenciler dünyanın en iyi üniversitelerindeki en iyi ders anlatımlarına veya öğrenme materyallerine dünyanın herhangi bir yerinden ücretsiz olarak erişebilecekse, neden aynı içeriği orta düzeydeki bir üniversitede görev yapan orta düzeydeki bir öğretim üyesinden almaya uğraşsın ki? Bu öğretim üyesinin öğrencilerine sağladığı katma değer nedir?

Bu soruya verilecek çok iyi yanıtlar var tabii ki.. Öğrencilerin başka hiçbir yerden elde edemeyecekleri katma değer, içeriğin öğretmen veya öğretim elemanı tarafından nasıl şekillendirildiği ve nasıl sunulduğudur; ve bunun çok dikkatli bir şekilde ele alınması gerekir. Araştırmacı profesörler için bu eşsiz değer kendilerinin en son, henüz yayınlanmamış araştırma çalışmalarını öğrencilerin erişimine açmak olabilirken, bazı öğretim elemanları belirli bir konudaki kendilerine özgü perspektifi öğrencileriyle paylaşabilir veya bütünleşik ve çok disiplinli bir yaklaşım sağlamak amacıyla birden fazla konuyu bir araya getirerek öğrencilerine aktarabilir. Çoğu öğrencinin kabul edemeyeceği şeylerden biri de, İnternetten daha niteliklisine ulaşılabilecek ‘standart’ bir içeriğin yeniden paketlenerek kendilerine sunulmasıdır.

Dahası, bilgi yönetimi dijital çağın gerektirdiği kilit becerilerden biri olarak nitelendiriliyorsa, öğrencilere herşeyi öğretmenlerden beklemek yerine içeriği nasıl bulacaklarını, analiz edeceklerini, değerlendireceklerini ve kullanacaklarını öğretmeli ve onlara bu konuda destek olmalıyız. İçeriğin büyük çoğunluğu bir yerlerde erişilebilir olduğunda, öğrencilerin okullarında ihtiyaç duyacağı şey içeriğin aktarılması değil öğrenme süreçlerinde kendilerine destek olunması olacaktır. Bunun anlamı onları doğru bilgi kaynaklarına yönlendirmek, bazı kavramlarla ilgili sorun yaşadıklarında onlara yardım etmek ve edindikleri bilgiyi uygulayabilecekleri ve becerilerini geliştirip çalıştırabilecekleri fırsatlar sağlamaktır. Bunun anlamı, ihtiyaç duyduklarında onlara zamanında ve doğru geri bildirim verebilmektir. Hepsinden önemlisi, bunun anlamı, onlara çalışabilecekleri zengin bir öğrenme ortamı sağlamaktır (bkz. Ek 1). Bunun anlamı, içeriği seçmek, yapılandırmak ve öğrenciye sunmaktan ziyare öğrenciyi desteklemektir. Bunun anlamı,  öğretim sürecini bilgi aktarımından bilgi yönetimine taşımaktır.

Dolayısıyla çoğu öğrenci için üniversiteden aldıkları öğrenme desteğinin kalitesi, herhangi bir yerden erişebilecekleri içeriğin aktarım kalitesinden çok daha önemli olacaktır. Bunun bir istisnası, belki, üst düzey araştırma üniversiteleri ve bu üniversitelere devam eden öğrenciler olabilir. Bu durum, kendilerini birincil olarak içerik uzmanı olarak gören öğretmenler veya öğretim elemanları için zorlu bir mücadele alanı olacaktır.

10.4.2 Modülerleştirme

Şekil 10.4.2 Dört yüzlü piramit (Sol LeWitt, 1999)
Resim: Cliff, Flickr, © CC Attribution 2.0

İster küçük öğrenme nesneleri ister kısa öğretim ‘modülleri’ biçiminde olsun, süreleri beş dakikayla bir saat arasında değişen ve giderek çeşitlenen açık eğitim kaynaklarının oluşturulması, açık eğitim kaynaklarının kilit ilkelerinin ikisini ön plana çıkarmaktadır: yeniden kullanım ve yeniden düzenleme. Bir başka ifadeyle, açık ve erişilebilir dijital formatta olan aynı içerik farklı uygulamalarda kullanılabilir ve/veya tek bir öğretim modülü, dersi veya programı oluşturmak için başka açık eğitim kaynaklarıyla birleştirilebilir (Bkz. Senaryo H).

Ontario hükümeti, çevrimiçi ders geliştirme fonu aracılığıyla kurumları açık eğitim kaynağı geliştirmeye teşvik etmektedir. Sonuç olarak birçok üniversite, farklı bölümlerde görev yapıp aynı konu alanında derse giren (örneğin istatistik) öğretim üyelerini bir araya geitirip bölümlerin paylaşabileceği ‘ortak’ açık eğitim kaynakları geliştirmelerini sağlamaktadır. Bundan sonra atılacak en makul adım, Ontario yükseköğretim sisteminde istatistik alanında çalışan öğretim üyelerinin bir araya gelip istatistik öğretim programının önemli kısımlarını kapsayacak açık eğitim kaynağı modüllerinden oluşan bütünleşik bir içerik oluşturması olacaktır. Bu tür çalışmaları ortaklaşa yapmanın birçok faydası vardır:

  • kaynakları bir araya getirmek suretiyle kalitenin yükselmesi (bir yerine iki konu alanı uzmanı, öğretim tasarımcıları, web uzmanları, vb.)
  • bir kişi veya bir kurumun üretebileceğinden fazla açık eğitim kaynağı
  • konu tutarlılığı ve tekrar riskinin olmaması
  • açık eğitim kaynaklarının tasarımı ve seçimine birden fazla kurumun katılması sayesinde, öğretim üyelerinin kendilerinin de aktif olarak yer aldığı süreç sonunda ortaya çıkan kaynakları kullanma olasılığının daha yüksek olması.

Açık eğitim kaynaklarının çeşitliliği ve kalitesi arttıkça, öğretmenler (ve öğrenciler) bu ‘blok yapı’ları kullanarak açık eğitim kaynaklarından oluşan bir öğretim programı inşa edebileceklerdir. Buradaki amaç, öğretmenin materyal geliştirmeye harcayacağı zamanı azaltarak (belki de kendi konu alanı veya uzmanlık alanında kendi açık eğitim kaynaklarını yaratmaya odaklanarak), öğrencilerin öğrenme deneyimlerini desteklemeye daha fazla zaman ayırmasını sağlamaktır.

10.4.3 Hizmetlerin ayrıştırılması

Açık eğitim ve dijitalleştirme, kurumların bugüne kadar tek bir paket halinde sunduğu hizmetlerin, eğitim piyasasına ve öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına bağlı olarak ayrıştırılıp ayrı ayrı sunulmasına yol açmaktadır. Böylece öğrenciler, ihtiyaçlarına en iyi yanıt veren modülleri veya hizmetleri seçecek ve kullanacaklardır. Bu örüntü, özellikle de yaşamboyu öğrenenler için geçerlidir. Günümüzde bu sürecin ilk ışıklarını görmek mümkün olsa da, asıl belirgin değişiklikler yakın gelecekte su yüzüne çıkacaktır.

Şekil 10.4.3 Ayrıştırma
Resim: © Aaron ‘tango’ Tan, Flickr, CC Attribution 2.0

10.4.3.1 Kabul ve program danışmanlığı

New York Eyalet Üniversitesi’nin bir parçası olan Empire State Üniversitesi tarafından sunulmakta olan bu hizmet sayesinde, üniversiteye veya profesyonel hayata geri dönmek isteyen yetişkin öğrencilere daha önce edindikleri bilgi ve deneyimlere uygun olarak üniversitede hangi dersleri alabilecekleri ile ilgili danışmanlık ve mentörlük yapılmaktadır. İşin esası şudur: Öğrenciler, belli sınırlamalar dahilinde, kendi lisans eğitimlerini tasarlayabilmektedir. Gelecekte bazı kurumların sistem düzeyinde bu tür bir hizmette uzmanlaşması olasıdır.

10.4.3.2 Öğrenci desteği

Öğrenciler, İnternet üzerinden ne çalışmak istediklerine zaten karar vermiş olabilirler. Bu öğrencilerin istediği tek şey, çalışmalarında onlara yardımcı olacak destektir: ödevleri nasıl yazarlar, bilgiye nasıl ulaşırlar,  yaptıkları çalışmalara geri bildirim alabilirler mi gibi… Asıl amaçları devam ettikleri derslerin sonunda bir kredi, diploma veya herhangi başka bir sertifikasyon almak değildir; ancak isterlerse, bu amaçlı bir değerlendirme için ücret ödemeyi tercih edebilirler. Günümüzde, öğrenciler bu hizmet için özel eğiticilere ücret  ödemektedir. Buunla birlikte, uygun bir iş modeli etrafında yapılandırıldığı sürece kurumların da bu tür bir hizmet sağlaması olasıdır.

10.4.3.3 Değerlendirme

Öğrenciler, daha önce edindikleri çalışmalara dayalı olarak, ders kredisi veya diploma ya da sertifikasyon için sınava girmek isteyebilirler. Kurumdan tek talepleri, kendilerini değerlendirmeleridir. Western Governors’ Üniversitesi veya Thompson Rivers Üniversitesi’nin Açık Öğrenme birimi gibi bazı kurumlar, halihazırda bu hizmeti vermektedir. Ön öğrenmelerin değerlendirilmesi gibi çalışmalarla, birçok üniversite veya kolejin gelecekte bu tür hizmetler verebilecek olması oldukça makul görünmektedir.

10.4.3.4 Yeterlilikler

Öğrenciler, farklı kurumlardan ders kredisi, rozet veya sertifika almış olabilirler. Kurum bu yeterlilik ve deneyimleri değerlendirerek, öğrencinin gerekli olan diğer çalışmalarını tamamlamasına destek sağlar ve sonrasında hak edilen yeterliliği verir. Ön öğrenmelerin değerlendirilmesi hususu bu doğrultuda atılan bir adımdır, ancak tek başına yeterli değildir.

10.4.3.5 Tamamen çevrimiçi ders ve programlar

Kampüse gelmek istemeyen veya farklı sebeplerle gelemeyen öğrenciler için tamamen çevrimiçi ders ve programların maliyeti, kampüste yüz yüze yapılan derslere göre daha düşük olacaktır.

10.4.3.6 İçeriğe açık erişim

Bazı durumlarda, öğrenen herhangi bir yeterlilik kazanmak amacında değildir; yalnızca içeriğe erişmek ister. Bunun en iyi örneklerinden biri KAÇD’lerdir; ancak OpenLearn ve açık ders kitapları da benzer işleve sahiptir.

10.4.3.7 Kampüs deneyimi

Üniversiteye kayıtlı, tam zamanlı öğrencilerin almakta olduğu ‘geleneksel’ bütünleşik pakettir. Maliyete bütün hizmetler dahil olduğundan, yukarıda bahsettiğimiz ‘ayrıştırılmış’ hizmetlerden çok daha pahalıdır.

10.4.3.8 Finansman modelleri

Bu hizmetlerin hiçbirini belirli bir finansman modeliyle eşleştirmediğimi farketmiş olmalısınız. Bunu özellikle yaptım, çünkü bu hizmetlerin herhangi biri:

  • özelleştirme yoluyla karşılanıyor olabilir (her hizmet ayrı ayrı fiyatlandırılır ve kullanıcı yalnızca kullandığı hizmetin bedelini öder);
  • belgeli kayıt sistemi yoluyla karşılanıyor olabilir (18 yaşına gelen herkes devletten yükseköğretim için kavramsal miktarda bir maddi destek hak eder ve kendisine tahsis edilen fon miktarı tükenene kadar hizmetlerin bedelini bu fondan karşılar);
  • hizmetlerin bir kısmı veya tamamı, kamu kaynaklarından finanse edilen açık eğitim sisteminin bir parçası olarak ücretsiz sağlanır.

Finansman modeli ne olursa olsun, kurumların farklı hizmetlerin fiyatlandırmasını doğru şekilde yapması gerekir.

10.4.3.9 Hizmetlerde daha fazla esneklik ihtiyacı

Öğrencilerin profili ve bağlantılı olarak da ihtiyaçları giderek daha da çeşitlenmektedir: Tam zamanlı eğitim isteyen lise öğrencileri, araştırma yapmak isteyen lisansüstü öğrencileri ya da çoğu daha önceden devlet tarafından finanse edilen bir yükseköğretim sisteminden geçmiş olan ve kişisel veya mesleki sebeplerle öğrenmeye devam etmek isteyen yaşam boyu öğrenen yetişkinler… Bu çeşitlilik, dijital çağın eğitim fırsatlarının sağlanmasında daha esnek bir yaklaşım izlenmesini gerektirmektedir. Hizmetlerin birbirinden ayrıştırılması ve yeni finansman modelleri açık erişimin yaygınlaşmasıyla birleşince, bu esneklik bir nebze olsun sağlanabilmektedir. Bu konuyla ilgili alternatif bir görüş için bkz. Carey, 2015; Large, 2015.

10.4.4 ‘Açık’ ders tasarımları

Nitelikli açık içeriğe erişimdeki artışın, öğretmen merkezli bilgi aktarımından öğrenci merkezli bilgi yönetimine geçişi kolaylaştıracağı düşünülmektedir. İçinde yaşadığımız dijital çağda, içeriğin ezberlenmesini temel alan bir anlayıştan ziyade,  belli bir konu alanı içerisindeki beceri gelişimine daha fazla odaklanılması gerektiği de bir gerçektir.

Açık eğitim kaynaklarının kullanılmasıyla, bu gelişmelerin gerçekleşmesi mümkün olabilir. Şöyle ki;

  • Öğrencilerin, öğretmen tarafından belirlenen bilgi, beceri ve yeterliliklerin geliştirilmesinin bir parçası olarak İnternet üzerindeki (ve gerçek hayatta bulunan) içeriğe erişmeleri üzerine odaklanan öğrenci merkezli bir öğretim yaklaşımı gereklidir. Burada, içeriğin yalnızca resmi olarak ‘onaylanmış’ açık eğitim kaynaklarla sınırlanmaması, İnternet üzerindeki tüm kaynaklardaki içeriğe ulaşılması önemlidir. Nitekim, öğrencilerin edinmesi gereken temel becerilerden bir tanesi de, farklı bilgi kaynaklarını değerlendirme becerisidir.
  • Öğretmenler veya kurumlardan oluşan bir konsorsiyumun, daha geniş bir program çerçevesinde ortak öğrenme materyalleri geliştirerek, bu materyalleri konsorsiyumun içerisinde ve dışarısında paylaşması gerekir. Burada önemli olan ücretsiz olarak yalnızca içeriğe erişilmesi değil, içeriğin oluşturulmasında temel alınan öğretim ilkelerine, öğrenme çıktılarına, öğrenci değerlendirme stratejilerine, ihtiyaç duyulan öğrenci desteğine, öğrenci etkinliklerine ve program değerlendirme tekniklerine de erişilebilmesidir. Böylece, diğer öğretmenler, öğretim elemanları ve öğrenciler de tüm bunları kendi koşullarına uyarlayabileceklerdir. Bugün Carnegie Mellon Açık Öğrenme İnisiyatifi‘nde, bir dereceye kadar Açık Üniversite’nin OpenLearn projesinde,  Uluslar Topluluğu’na Bağlı Küçük Ülkelerin Sanal Üniversitesi‘nde ve Afrika Açık Eğitim Kaynakları‘nda bu yaklaşımı görmekteyiz.

Bu gelişmelerin ders anlatımı temelli öğretimde ciddi bir azalmaya yol açıp, proje tabanlı çalışmalara, problem temelli ve işbirliğine dayalı öğrenmeye doğru bir yönelme olacağı tahmin edilmektedir. Bu yönelim, aynı zamanda, zamanı ve yeri sabit olan yazılı sınavlardan daha sürekli ve portfolyo temelli değerlendirme biçimlerine de bir dönüşümü beraberinde getirecektir.

Bununla birlikte öğretmenin rolü de, özellikle de beceri gelişimiyle ilgili açıkça tanımlanmış öğrenme çıktılarına odaklanan güçlü bir öğrenme tasarımı içerisinde, içeriğe nasıl ulaşacakları, buldukları içeriğin ilgililiğini ve güvenilirliğini nasıl değerlendirecekleri ve hangi içerik alanlarının merkezi hangilerinin ikincil olduğuna karar vermelerinde öğrencilere rehberlik etmeye ve bilgiyi analiz etmelerinde, kullanmalarında ve sunmalarında onlara yardımcı olmaya dönüşecektir. Öğrenciler çoğu zaman çevrimiçi olarak ve işbirliği içerisinde çalışacak, öğrenme düzeylerini gösterecek çokluortam öğrenme materyalleri geliştirecek, kendi elektronik portfolyolarını yönetecej ve çalışmalarını değerlendirmeye sunabilecektir.

10.4.5 Sonuçlar

Yapılan tüm tantanaya rağmen, KAÇD’ler eğitime yeterli erişimi olmamış öğrencilere istediklerini vermek konusunda açmaza girmiştir: üst düzey yeterlilikler. Eğitimin önündeki asıl engel ucuz içeriğin olmaması değil, sonunda üst düzey yeterliliklere ulaşabileceğiniz programlara erişimin olmamasıdır. Çünkü ya bu tür programlar çok pahalıdır, ya yeterince nitelikli öğretim elemanı yoktur, ya da her ikisi de.. Bir içeriği ücretsiz hale getirmek zaman kaybı değildir, hele de tekrar kullanıma uygun olarak düzgün bir şekilde tasarlanmışsa.. Ancak, böyle bir içeriği bir öğrenme çerçevesi içerisine düzgün bir şekilde entegre etmek için ciddi zaman ve çaba harcanması gerekir.

Açık eğitim kaynakları çevrimiçi eğitimde önemli rol oynamaktadır; ancak öğrenmeyi desteklemek için gerekli olan öğrenci-öğretmen ve öğrenci-öğrenci etkileşimi gibi kritik etkinlikleri de içeren daha geniş bir bağlam içerisinde ve paylaşmayı teşvik eden ve destekleyen bir ortam sağlayacak eşit ortaklardan oluşan konsorsiyumlar veya benzer çerçeveler içerisinde doğru biçimde tasarlanması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, açık eğitim kaynaklarının faydalı olabilmesi için çok ciddi bir çalışma disiplini, bilgi ve beceri gereklidir. Aksi halde, bu kaynakları eğitimdeki dertlere deva olarak pazarlamanın yarardan çok zararı olacaktır.

Açık ve esnek öğrenme ile uzaktan eğitim ve çevrimiçi öğrenme farklı anlamlara gelse de, hepsinin sahip olduğu ortak bir şey vardır. Geleneksel, kampüs tabanlı öğretim programlarına erişimi olmayan kişilere nitelikli eğitim ve öğretim olanağı sağlamak için alternatif yöntemler sunma çabası…

Son olarak, eğitsel materyallerin ücretsiz olarak paylaşılmasının önünde aşılamaz yasal veya teknik engeller bulunmamaktadır. Açık eğitim kaynaklarının başarılı kullanımı için hem eser sahiplerinin hem de kullanıcıların (yani materyali eğitim-öğretim ortamında kullanacak öğretmen ve öğrencilerin) zihniyeti önemlidir. Dolayısıyla, asıl mücadele kültürel değişimle ilgilidir.

Eninde sonunda nüfusun büyük bir çoğunluğu için yükseköğretime erişim için en iyi fırsat, kamu kaynaklarından finanse edilen bir yükseköğretim sisteminin varlığıdır. Bunu söylemişken belirtmem gerekir ki, bu sistem içerisinde geliştirme ve iyileştirme yapılması gereken çok alan vardır. Açık eğitimin ve açık eğitim araçları, işte bu ihtiyaç duyulan iyileştirmelerin bazılarını yerine getirebilmek için umut verici bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.

10.4.6 Gelecek sizin

Açık içeriğin ve kaynakların nasıl öğrettiğimizi ve öğrencilerimizin gelecekte nasıl öğreneceğini kökünden değiştireceğine dair benim görüş ve yorumlarım bunlar… Bu bölümün başında yazdığım senaryoda, açık içeriğin tek bir programda nasıl bir fark yaratabileceğini göstermeye çalışmıştım.

Daha da önemlisi, elimizde geleceğe dair tek bir senaryo değil birden fazla senaryo var. Gelecek, çoğu öğretmenlerin ve eğitmenlerin kontrolü dışında olan birçok faktör tarafından belirlenecektir. Ancak öğretmenler olarak sahip olduğumuz en güçlü silah, kendi hayal gücümüz ve vizyonumuzdur. Açık içerik ve açık öğrenme, eğitim yoluyla oluşturulmuş bir eşitlik felsefesini ve fırsatını yansıtmaktadır. Öğretmenler olarak, öğrencilerimizle birlikte, bu felsefeyi uygulamak için yapabileceğimiz birçok şey, verebileceğimiz sayısız karar vardır. Teknolojinin bugün bize sağladığı şey, işte bu kararları alırken bize sunduğu seçeneklerdir. Dolayısıyla, eğitim fırsatlarına erişimi artırmayı amaçlayan  çok daha fazla sayıda senaryo için bol bol yer vardır.

Kaynakça ve ek okumalar

Carey, K. (2015) The End of College New York: Riverhead Books

Large, L. (2015) Rebundling College Inside Higher Ed, April 7

Önemli Noktalar

1. Açık eğitim kaynaklarının birçok faydası vardır; ancak etkili olabilmeleri için iyi tasarlanmaları ve zengin bir öğrenme ortamına doğru şekilde bütünleştirilmeleri gerekir.

2. Açık eğitim kaynakları, açık ders kitapları, açık araştırma ve açık veri, gelecekte hemen hemen tüm akademik içeriğe İnternet üzerinden açık ve ücretsiz olarak erişebileceğimiz anlamına gelmektedir.

3. Sonuç olarak, bundan sonra öğrenciler dijital çağda ihtiyaç duyacakları becerileri geliştirmelerine yardım eden ve onlara öğrenme desteği sağlayan kurumlara yöneleceklerdir; onlara yalnızca içerik aktaracak kurumlara değil… Bu yönelim, hem öğetmenlerin veya öğretim elemanlarının rollerinde hem de derslerin tasarımında köklü değişikliklere neden olacaktır.

4. Açık eğitim kaynakları ve açık eğitimin diğer biçimleri, dijital çağda giderek çeşitlenen öğrenci profilinin ihtiyaçlarına yanıt vermek zorunda olan öğrenme hizmetlerinin modülerleşmesine ve ayrışmasına neden olacaktır.

5. Eğitime yeterli düzeyde erişimi olmamış kişilere üst düzey yeterliliklerin kazandırılmasında KAÇD’ler büyük bir açmaza girmiş durumdadır. KAÇD’lerin asıl değeri, kişilere yaygın eğitim olanağı sağlamak ve uygulama topluluklarını desteklemektedir.

6. Açık eğitim kaynakları, KAÇD’ler, açık ders kitapları ve açık-lığın diğer dijital türleri, öğrenme olanaklarına erişimi artırmaya katkı sağlamak anlamında son derece önemlidir. Bununla birlikte, tüm bunlar iyi finanse edilmiş bir kamu eğitim sisteminin ikamesi değil, sistemi iyileştirecek gelişmelerdir. Kamu eğitim sistemi,  eğitim olanaklarına eşit erişim sağlamanın temeli olmaya devam etmektedir.

Etkinlik 10.4 Kendi senaryonuzu oluşturun

1. Senaryo H’i okuyun. Kendi dersleriniz için açık eğitim kaynakları ve farklı ders verme biçimlerini kullanacağınız böyle bir gelecek senaryosu yazabilir misiniz? Bu senaryo çalışmasını, mesela bir mesleki gelişim atölye çalışmasında diğer öğretim elemanları, öğretim tasarımcıları ve medya uzmanlarıyla birlikte yaparsanız daha kolay ve daha etkili olacaktır.

Lisans

 Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans için ikon

Dijital Çağda Öğretim Copyright © by A.W. (Tony) Bates is licensed under a Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans, except where otherwise noted.

Bu Kitabı Paylaş

Geri bildirim / Hatalar

Yorumlar kapalıdır.