BÖLÜM 3: ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ: YÜZ YÜZE

Senaryo D: Bir istatistik profesörünün sistemle imtihanı

Clive (karısı Jean’e bakarak): Gergin görünüyorsun, bugün işyerinde ne oldu?

Jean: Sonunda fark edebildin demek..

Clive: Sinirini benden çıkarma lütfen.. Kapıları çarptın, kediye bağırdın ve eve gelir gelmez içecek bir şeyler getirmemi emrettin. Ki emrini yerine getirdim, bardağın masada…

Jean (bardağını eline alarak): Bugün olanlar bardaktan taşan son damlaydı.. Yeni sınıfın dönem sonu öğretim elemanı değerlendirme anketinin sonuçları geldi.

Clive: Kötü galiba ha?

Jean: Yani, bir kere derecelendirme sonucu bir garip: Sınıfın yüzde 30’u A, yüzde 5’i B, yüzde 15’i C, yüzde 15’i D ve yüzde 35’i E.. Hiç de normal bir dağılım değil! Ya beni çok sevdiler ya da benden nefret ettiler. Sorun şu ki, derecelendirmenin ortalaması D… Ve ne yazık ki sersem bölüm başkanımız Harvey yalnızca ortalamaya bakıyor. Önümüzdeki sene yükselme şansımın tamamen yok olduğunu söyleyebiliriz böylece. Her şeyi geç, bir de o yaşlı dinazora açıklama yapmak zorundayım. En son ders anlattığında kullanılan teknolojinin kara tahta olduğu düşünüldüğünde, işim iş anlayacağın..

Clive: Sana söylemiştim demek istemiyorum ama…

Jean: Sakın oraya girme. Ders anlatmayı bırakıp öğrencileri daha fazla derse çekmeye çalışmam saçmaydı biliyorum. “Öğretim yönteminizi değiştirelim” diyen hizmet içi eğitimdeki o adamı öldürebilirim. Ekstra iş yükü umurumda değil, her ders sonunda sıra ve sandalyeleri yerine geri koymamı hatırlatan geri zekalı da… O yöntemle öğretmeyi gerçekten çok sevmiştim, inanılmaz mutlu etmişti beni eğitmen olarak; ta ki Bölüm sınav şeklini değiştirmeme izin vermeyene kadar. Ben öğrencilerin örneklemin ne olduğunu sorgulamalarını, anlamlılığa farklı açılardan bakabilmelerini, problem çözebilmelerini sağlamaya çalışırken, çocuklar gidip istatistiksel teknikleri ve formülleri iyi ezberleyip ezberlemediklerini ölçen bir çoktan seçmeli testle karşı karşıya kaldı. Çok yazık. Bana kızgın olmaları o kadar normal ki…

Clive: Ama öğrencilerinin bu yeni öğretim yöntemini sevdiklerini söylüyordun?.

Jean: Demek kandırılmışım. Değerlendirmedeki öğrenci yorumlarına göre, sınıfın üçte biri dersleri gerçekten sevmiş. Hatta bazıları istatistiğin ne olduğunu şimdi anladıklarını falan söylemiş. Ama öyle anlaşılıyor ki sınıfın geri kalanının tek istediği sınav sorularını yanıtlamada ihtiyaç duyacakları bir kopya kağıdı…

Clive: Pekala, şimdi ne yapacaksın?

Jean: Açıkçası hiçbir fikrim yok. Yaptığımın doğru olduğunu biliyorum. Sırf sınavı geçsinler diye bakarsam bu çocuklar çalışmaya başladıklarında ellerinde kopya kağıdı olmayacak, verileri yorumlamak zorunda kalacaklar. Hatta daha üniversitedeyken ileri düzey fen ve mühendislik derslerine başladıklarında, doğru düzgün istatistik kullanamıyor olacaklar. Biraz istatistik bilecek ama doğru düzgün nasıl uygulayacaklarını bilmeyecekler.

Clive: O zaman bölümle konuşup, sınav şeklini değiştirmelerini sağlaman gerek.

Jean: Şaka yapıyorsun herhalde, bölüm sınav türünü değiştirirse diğer bütün hocaların öğretim yöntemlerini değiştirmesi gerekir.

Clive:  Ama öğretim yöntemini değiştirmenin tek nedeni, üniversitenin yetiştirdiği öğrencilerin bugünün gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olmamasından dolayı duyulan kaygı değil miydi?

Jean: Haklısın da, sorun Harvey’nin beni desteklememesi… O kadar eski kafalı ki, yalnızca popüler olduğu için böyle yaptığımı düşünüyor. Onun desteği olmadan da, bölümün geri kalanı hiçbir şekilde değişmeyecektir.

Clive: Tamam.. Hadi şimdi kahveni bitir, sonra da güzel bir yere gidip yemek yiyelim. Böylece ben Harvey’nin eski kafalılığını biraz olsun unuturum, sen de belki benim günümün nasıl geçtiğini dinlemek istersin.

Lisans

 Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans için ikon

Dijital Çağda Öğretim Copyright © by A.W. (Tony) Bates is licensed under a Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans, except where otherwise noted.

Bu Kitabı Paylaş

Geri bildirim / Hatalar

Yorumlar kapalıdır.