BÖLÜM 11: DİJİTAL ÇAĞDA ÖĞRETİMİN KALİTESİ

11.10 SEKİZİNCİ ADIM: İLETİŞİM, İLETİŞİM, İLETİŞİM

Şekil 11.10.1 İletişim kurun! Resim: Care2, 2012

Çevrimiçi işbirliğine dayalı öğrenme gibi (Bölüm 4.4) bazı öğretim yöntemleri, öğretmen ile öğrenciler arasındaki nitelikli tartışmalara dayalıdır. Ancak, öğretmen/öğretim elemanı ve öğrenciler arasındaki sürekli iletişimin tüm çevrimiçi öğrenme deneyimlerinde yaşamsal önem taşıdığına ilişkin bilimsel kanıtlar bulunmaktadır. Aynı zamanda, öğretmen/öğretim elemanının iş yükünün dengede tutulabilmesi için iletişim sürecinin doğru ve dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir.

11.10.1 ‘Öğretmenin buradalığı’ kavramı

Bir sınıf ortamında, öğretmenin veya öğretim elemanının varlığı (buradalığı) kanıksanmıştır. Öğretmen genellikle sınıf önündedir ve dikkatin odağıdır. Öğrenciler öğretmeni/öğretim elemanını görmezden gelmek isteseler bile, çok büyük amfilerde bile bunu yapmak kolay değildir. Öğretmenin/öğretim elemanının o odada bulunması bile çoğunlukla yeterli kabul edilmektedir. Öğretmen buradalığı konusunu çalışan çevrimiçi öğrenme araştırmalarından,  öğretmen buradalığının önemli pedagojik boyutları ile ilgili birçok şey öğrenebiliriz.

11.10.2 Öğretmen buradalığı ve uzaktan öğrenenin yalnızlığı

Yapılan araştırmalar, çevrimiçi öğrenci başarısı ve memnuniyetinde ‘algılanan öğretmen buradalığı’nın kritik bir faktör olduğunu göstermiştir (Jonassen vd., 1995; Anderson vd., 2001; Garrison & Cleveland-Innes, 2005; Baker, 2010; Sheridan & Kelly, 2010). Öğrenciler, gerçekleştirdikleri çevrimiçi etkinliklerin öğretmenleri tarafından takip edildiğini ve öğretmenlerinin dersin verilmesine aktif olarak katıldığını bilmek istemektedir.

Bunun sebepleri çok açıktır. Çevrimiçi öğrenciler genellikle evden çalışırlar ve eğer tamamen çevrimiçi bir programa kayıtlıysalar aynı dersi alan diğer öğrencilerle hiç tanışmayabilirler. Öğretmenden veya diğer öğrencilerden sözlü olmayan herhangi bir işaret almazlar: Sordukları aptalca bir soruya atılan bakış, öğretmenin dersin konusuyla ilgili tutkusunu gösteren mimikler, öğretmenin belli bir fikre ilişkin ağzından kaçırdığı yorum ya da başka bir öğrenci iyi bir noktaya temas ettiğinde veya zorlayıcı bir soru sorduğunda diğer öğrencilerin başlarıyla onaylaması gibi.  Çevrimiçi bir öğrencinin, öğretmeniyle koridorda karşılaşıp ona soru sorma şansı yoktur.

Bununla birlikte, becerikli bir öğretmen/öğretim elemanı gerçekten güçlü ve etkili bir çevrimiçi öğrenme ortamı yaratabilir. Ancak, bunun doğru ve detaylı bir şekilde planlanması, tasarlanması ve öğretmenin iş yükünü kontrol altında ve dengede tutacak şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

11.10.3 Öğrencilerden beklentilerin ortaya konması

İster harmanlanmış ister tamamen çevrimiçi bir ders olsun, dersin en başında öğretmenin/öğretim elemanının, çevrimiçi derslerde öğrencilerden beklentilerini ortaya koyması çok önemlidir.  Bir düşündüğümüzde, yüz yüze öğretim için de niye aynısını yapmayalım ki?

Birçok eğitim kurumunun bilgisayar ve İnternet kullanımıyla ilgili bir davranış kodu bulunmaktadır. Bu davranış kodu, genellikle, bürokratik bir dilde yazılmış uzun metinlerdir ve daha çok gereksiz ya da kötü niyetli e-posta veya zorbalık ya da bilgisayar korsanlığı gibi genel çevrimiçi davranışlarla ilgilidir.  Dolayısıyla, öğretmenlerin veya öğretim elemanlarının kendi derslerine ilişkin öğrenci davranışı beklentilerini içeren ve çevrimiçi öğrenmenin akademik gerekliliklerini anlatan bir bilgi notu geliştirmeleri önerilmektedir. Anlamlı çevrimiçi tartışmalara ilişkin rehber ilkeler veya kurallar Bölüm 4.4.4.5‘de verilmektedir. Bununla birlikte, öğretmen buradalığını temin etmek için öğretmenlerin ve öğretim elemanlarının alabileceği başka önlemler de bulunmaktadır.

Dersin ilk haftasında, dersin geri kalanı için öğrenci beklentilerinin ortaya konulduğu ufak bir ödev verilebilir. Örneğin öğrencilerden kendi özgeçmişlerini paylaşıp diğer öğrencilerin özgeçmişlerine yorum yapmaları istenebilir veya öğrencilerden, öğrenme yönetim sistemindeki tartışma forumu aracını kullanarak ders başlamadan önce dersle ilgili bir konu hakkında yorumlarını paylaşmaları istenebilir. Bu etkinliğe özel bir önem vermek gerekir, çünkü araştırmalar dersin ilk haftasındaki etkinliklere yanıt vermeyen öğrencilerin dersi tamamlayamama riskinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Öğretmen/öğretim elemanının birinci haftanın sonunda etkinliğe yanıt vermeyen öğrencilerle telefon ya da e-posta yoluyla bağlantıya geçerek, her öğrencinin rehber ilkeleri takip etmesini veya o haftanın etkinliğini gerçekleştirmesini  sağlamaları önerilmektedir (öğrencileri çevrimiçi çalışma deneyimine sahip olsalar bile). Böylelikle öğrenciler, öğretmenin/öğretim elemanının dersin en başından kendilerinin ne yaptığını (veya daha da önemlisi ne yapmadığını) takip ettiğini bileceklerdir.

Farklı derslerin farklı rehber ilkeleri olabilir. Örneğin bir matematik veya fen bilimleri dersinde tartışma forumları yerine öz-değerlendirme amaçlı sınavlara ağırlık verilebilir. Öğrenciler etkinliğin zorunlu olup olmadığı, zorunlu değilse not almayacakları bir etkinlik için ne kadar zaman harcamaları gerektiği ve etkinliğin notlandırılan etkinliklerle bağlantısını açık ve net bir şekilde bilmelidir. Bu tür bir etkinlik dersin ilk haftası içerisinde yapılmalı ve öğretmen/öğretim elemanı etkinliği yapmayan veya etkinliği yaparken zorluk yaşayan öğrencileri takip etmelidir.

Son olarak, öğretmenler/öğretim elemanları olarak sizler de bu rehber ilkelere uymalısınız. Etkinliklere vereceğiniz geri bildirimler ve tartışma gruplarında yapacağınız yorumlar olumsuz değil yardımcı ve yapıcı olmalıdır. Her zaman ‘orada’ olarak ders içi tartışmaları teşvik etmeli ve gerektiğinde (örneğin öğrencilerin yorumları ana konudan uzaklaştığında veya fazla kişiselleştiğinde) devreye girerek müdahale etmelisiniz.

11.10.4 Öğretim felsefesi ve çevrimiçi iletişim

Öğretime daha nesnelci yaklaşan öğretmenler/öğretim elemanları, yalnızca öğrencilerin içeriğe erişip erişmediklerine değil anlayıp anlamadıklarına da odaklanmak isteyeceklerdir. Bunun için öğrencinin materyallere geri dönüp anlamadığı veya güçlük çektiği konuları farklı bir yöntemle (hem video hem metin gibi) tekrar etmesi ve çalışmasını öğretmenin/öğretim elemanının ya da bilgisayarın otomatik olarak sağladığı geri bildirimle desteklemesi gerekebilir. Çoğu öğrenme yönetim sistemi öğrenci etkinliklerinin özetini vermektedir. Her bir öğrencinin ilerlemesini takip etmek son derece önemlidir. Yapılandırmacı yaklaşımı daha çok benimseyen öğretmenler/öğretim elemanları ise, dersin yapısında çevrimiçi tartışma ve argümanı daha fazla vurgulamaktadır.

Öğretim yaklaşımınız ne olursa olsun, öğrencileriniz bazı konularda nerede durduğunuzu bilmek isteyeceklerdir. Dolayısıyla genellikle içeriği ‘bir yandan … diğer yandan’ yaklaşımıyla objektif bir biçimde sunmak gerekirken, öğrenciler öğretmenin/öğretim elemanının bir konuya ilişkin yaklaşımını net olarak bildikleri zaman derse daha bağlı olmaktadır. Bunu farklı yollarla yapmak mümkündür: bir konuyla ilgili ses dosyası, bir tartışmaya müdahale ya da bir denklem çözümünde sizin yaklaşımınızı gösteren kısa bir video gibi… Öğretmen/öğretim elemanının bu kişisel müdahalesinin dikkatli bir şekilde planlanması gerektiği açıktır; ancak bu tür müdahaleler, öğrencinin derse devamı ve aktif katılımı üzerinde büyük bir fark yaratabilir.

11.10.5 İletişim ortamının seçimi

Bugün, öğretmenlerin/öğretim elemanlarının öğrencileriyle veya öğrencilerin kendi aralarında iletişim kurmalarını sağlayacakları çok çeşitli medya türleri bulunmaktadır. Bu medya türlerini, dört ana kategoride sınıflandırabiliriz:

  • yüz yüze iletişim (öğrenci görüşme saatleri, belirli saatte yapılan dersler veya koridorda karşılaşmak gibi mutlu tesadüfler);
  • eş zamanlı iletişim araçları (telefon görüşmeleri, web üzerinden yazışma ya da sesli konferans veya hatta video konferans);
  • farklı zamanlı iletişim araçları (e-posta, kaydedilmiş ses dosyaları veya videolar ve öğrenme yönetim sistemi üzerindeki çevrimiçi tartışma forumları)
  • sosyal medya (bloglar, wikiler, mobil telefonlardan ses veya metin mesajları, Facebook ve Twitter).

Genel olarak baktığımda, farklı zamanlı iletişimi iki nedenden dolayı çok daha fazla tercih ediyorum. Öğrenciler genellikle bir işte çalışıyorlar ve meşgul bir yaşamları var. Dolayısıyla, farklı zamanlı tartışma, soru ve cevaplar onlar için çok daha uygun… Farklı zamanlı iletişim araçlarına her zaman erişilebilir. Ayrıca, öğretim elemanı olarak benim için de çok daha uygun… Örneğin başka bir ülkede bir konferansta olsam dahi boş vaktim olduğunda derse bağlanabilirim. Aynı zamanda, öğrencilerle olan bütün iletişimimin yani onlara neler söylediklerimin kaydı da tutuluyor. Eğer bir öğrenme yönetim sistemi kullanıyorsanız, kullanıcı adı ve şifreyle girildiği için bütün iletişiminizi sınıf içerisinde özel tutmanız da mümkün olabilir.

Bununla birlikte, grup çalışması için rol ve sorumlulukların belirlenmesi, grup ödevinin son taslağının incelenmesi veya öğrencinin bir konuda takılıp onu çözmeden ders içerisinde ilerleyememesi gibi öğrencilerin kısa süre içerisinde karmaşık kararlar vermesi gerektiğinde farklı zamanlı iletişim yorucu olabilir. Böyle durumlarda, dersin tamamen çevrimiçi veya harmanlanmış olmasına göre, yüz yüze iletişim veya teknoloji tabanlı eş zamanlı iletişim çok daha faydalı ve pratik olacaktır.

Tamamen çevrimiçi derslerinde bazen Blackboard Collaborate’i kullanarak derse kayıtlı tüm öğrencilerimi dönemde bir veya iki kere bir araya topluyorum. Ya dersin başında topluluk hissi oluşturmak için, ya da dersin başında gerçek bir kişi olarak sınıftaki varlığımı (‘buradalığımı’) göstermek için veya dersin sonunda konuyu özetlemek için… Bu buluşmalarda, öğrencilerin de soru sormaları ve tartışma ya da sohbet başlatmaları için fırsat sağlamaya gayret ediyorum. Bununla birlikte bu senkron ‘ders’lere katılmanın hiçbir zaman zorunlu olmadığını belirtmem gerekir. Çalışma hayatları veya başka yükümlülükleri nedeniyle bu buluşmalara katılamayacak öğrencilerle karşılaşmak her zaman mümkün oluyor; ancak buluşmaların kaydını alıp katılamayanların daha sonra izlemesine olanak sağlıyorum.

Harmanlanmış derslerimde ise, dersin birinci veya ikinci haftasında bir dizi nispeten küçük ölçekli yüz yüze grup görüşmeleri düzenliyorum. Böylece, hem öğrenciler benle ve birbirleriyle tanışmış oluyorlar hem de bu grupları dersin ilerleyen haftalarında planladığım grup çalışmaları ve tartışmalar için kullanıyorum.

Bloglar veya e-portfolyolar, öğrencilerin kendi öğrenmelerini kaydetmeleri veya öğrendiklerini yansıtmaları için önemli birer araçtır. Bloglar, aynı zamanda, öğretmenin/öğretim elemanının dersle ilgili haberler veya olayları paylaşması ve yorumlamasında kullanabileceği faydalı bir yoldur. Ancak, öğrencilerin özel yaşamları ve sohbetleri ile daha formal sınıf içi iletişim arasındaki ayrımın net olarak yapılması gerekir.

11.10.6 Çevrimiçi tartışmaların yönetimi

Bu konuyla ilgili çok sayıda kitap yazıldı (bkz. Salmon, 2000, Paloff & Pratt, 2007; Harasim, 2011). Bu kitapta Bölüm 4.4.4.5‘de de tartıştık. Aşağıda çevrimiçi tartışmalarla ilgili bazı ilkeleri özetlemeye çalıştım.

  • Öğrenme yönetim sistemindeki izlekli (threaded) tartışma forumunu kullanın. Bazı sistemlerde, öğretmenin/öğretim elemanının bu aracı etkinleştirmesi gerekebilir. Öğrenme yönetim sistemleri cazibesini yitiriyor ve gün geçtikçe daha fazla öğretmen/öğretim elemanı WordPress veya başka içerik yönetim sistemlerini kullanmaya başlıyor. Buna rağmen, ben öğrenme yönetim sisteminin forum tartışma aracını kullanmayı seviyorum çünkü böylece tartışmaları farklı başlıklar altında sınıflandırabiliyorum. İzlekli tartışmada, bir öğrencinin aynı konuda diğer bir öğrencinin yazdığına yaptığı yorum yazının hemen yanında görünüyor, böylece öğrenciler kimin hangi konuda ne yazdığını ve tartışmanın nasıl ilerlediğini kolaylıkla takip edebiliyor. İyi seçilmiş olan bir konu veya alt-konunun altında, 10’dan fazla izlekli yorum elde etmek mümkündür. Öğretmen/öğretim elemanı da, bir bakışta konunun altında tartışmanın ilerleyip ilerlemediğini rahatlıkla takip edebilmektedir. Bloglarda olduğu gibi yorumların kronolojik olarak sıralanması, tartışmanın izini takip etmeyi zorlaştırmaktadır. Blogları tercih etmememin bir başka sebebi de, bazı zamanlar ders içerisinde yaptığımız tartışmaların bir kısmını kendime ve sınıfıma özel tutmak istediğim oluyor; çünkü forumları yanlış anlaşılmış konuları belirlemek ve eleştirel düşünme ve açık iletişim gibi becerileri geliştirmek için kullanıyorum.

Şekil 11.10.6 İzlekli tartışma örneği

  • Orada olun! Öğrencilerin sizin çevrimiçi varlığınızı hissetmeleri gerekir. Bunun için en azından tartışmaları düzenli olarak takip edin ve gerektiğinde tartışmaya müdahale ederek orada olduğunuzu gösterin.

Öğrencilerle çevrimiçi iletişimi nasıl sağlayacağınıza ilişkin daha fazla bilgi için Gilly Salmon, Rena Paloff ve Keith Pratt ile Linda Harasim’in kitaplarına bakabilirsiniz.

11.10.7 Öğrenciler arasındaki kültürel ve diğer farklılıklar

Verdiğim dersler arasında en heyecanlı ve ilginç olanları, farklı ülkelerden gelen uluslararası öğrencilerin kayıt olduğu derslerdi. Bununla birlikte, öğrencilerin hepsi kampüse bir saat uzaklıktaki bir yerden geliyor olsalar bile, hepsinin öğrenme tercihleri ve çevrimiçi çalışmaya yaklaşımları birbirinden farklı olacaktır. İşte bu yüzden, öğrencilerden beklenen öğrenme çıktıları ile tartışma forumlarının amacı hakkında açık ve net olmamız gerekiyor. Öğrenciler farklı şekillerde öğrenir. Eğer öğrenme hedeflerinden biri eleştirel düşünme ise,  öğrenciler bu hedefe farklı yollardan ulaşacaklardır. Bazı öğrenciler, dersle ilgili konuları arkadaşlarıyla kahve içerken tartışabilirler. Bazıları farklı kaynaklardan okuyarak, farklı görüş açılarını öğrenmek isteyebilirler. Bazıları, çevrimiçi tartışma forumlarında çalışmayı tercih edebilir. Bazı öğrenciler çevrimiçi platformda ‘gizli’ var olur; vardır ancak doğrudan, aktif olarak katkıda bulunmaz. Uluslararası öğrencilerin dil becerilerini geliştirmeye çalışıyorsanız, çevrimiçi tartışmalara katılmalarını zorunlu tutup sağladıkları katkıyı değerlendirebilirsiniz. Ancak ben hiçbir zaman öğrencilerimi katılmaya zorlamıyorum. Ben, onları tartışmaya çekecek kadar ilginç konular bulmaya çalışarak bir nevi kendime meydan okuyorum. Yaptıkları sürece, öğrenme çıktılarını nasıl elde ettikleri beni hiç ilgilendirmiyor.

Şunu da belirtmem gerekir ki, öğrencilerin katılımını kolaylaştırmak veya teşvik etmek için birçok şey yapılabilir. Bir defasında, sınıftaki 30 öğrencinin 20’sinin Çin soyadına sahip olduğu bir lisansüstü sınıfım vardı. Öğrenci kayıtlarından ve ilk hafta gönderdikleri kısa biyografilerden, yalnızca birkaç öğrencinin Çin’den olduğunu, birçoğunun Hong Kong’da ve kalanının da Kanada’da yaşadıklarını fark ettim. Kanada’da yaşayan son grubun içerisinde bile iki alt-grup vardı: Kanada’da yeni göç edenler ve büyük büyük-babaları 19. yüzyılda Kanada’ya göç etmiş olanlar… Basmakalıp düşüncelere güvenmek tehlikeli olsa da, öğrenci hem ‘psikolojik’ hem de coğrafi olarak ne kadar uzaksa, çevrimiçi katılıma o kadar az güdülenmiş olduklarını fark ettim. Bu kısmen bir dil sorunu olsa da, aynı zamanda kültürel bir sorundu. Özellikle de Çin’de yaşayan öğrencilerim, tartışma forumlarına yorum yapmaya çok isteksizdi. Üniversitede Çinli bir misafir öğretim üyemiz vardı ve bana şunu önerdi: Derse Çin’den katılan üç kadın öğrencime ortak bir proje vererek, tartışma forumuna ortak katkı sağlamalarını isteyecektim. Ancak, hazırladıkları yorumu foruma göndermeden önce bana göndereceklerdi. Ben yorumun ‘uygunluğu’nu inceledikten sonra foruma atacaklardı. Öneriyi aynen uyguladım. Öğrencilerim bana yorumlarını gönderdiler, ben 1-2 küçük düzeltme yaptım, onlara geri gönderdim ve onlar da foruma eklediler. Zaman geçtikçe, kendi yorumlarını bireysel olarak gönderme cesaretini geliştirdiler; ancak bu onlar için zor bir süreç oldu. Diğer taraftan, dersle ilgili olsun olmasın (özellikle de o zaman devam eden Dünya Kupası ile ilgili) hemen hemen her şeye yorum bırakan bir Meksikalı öğrencim vardı aynı sınıfta…

Buradaki önemli nokta öğrencilerin çevrimiçi tartışmaya farklı yaklaşımlar sergileyeceği ve öğretmenin/öğretim elemanının bu farklılıklara ve stratejilere duyarlı davranarak herkesin katılımını sağlamaya çalışması gerektiğidir.

11.10.8 Sonuç

Bu oldukça kapsamlı bir konu ve tek bir kısımda yeterince ele almak çok güç. Bununla birlikte, bir öğrencinin çevrimiçi bir parçası olan bir dersi başarıyla tamamlamasında öğretmen/öğretim elemanının ‘buradalığı’nın önemini ne kadar vurgulasam azdır. KAÇD’lerde çok az sayıda öğrencinin dersleri tamamlamasının bir nedeni, öğretmenin çevrimiçi buradalığının olmamasıdır.

Günümüzde, bir öğretmen/öğretim elemanı olarak öğrencilerle iletişim kurmanız için sayısız araç ve yol var… Ancak bunu yaparken kendi iş yükünüzü de dengeli tutmanız gerekir. 7×24 erişilebilir olmanız mümkün olmadığına göre, çevrimiçi unsuru ‘buradalığınız’ı en iyi ve etkin şekilde kullanacak şekilde tasarlamalısınız. Aynı zamanda, çevrimiçi öğrencilerle iletişim her an öğretim deneyiminizin en ilginç ve tatmin edici kısmı haline gelebilir.

Etkinlik 11.10 Öğrencilerinizle iletişim kurun

1. Çevrimiçi bir dersteki buradalık ilkelerinin bazılarını büyük bir amfide yüz yüze yaptığınız derse nasıl uygularsınız?

2. Öğrencilerin haftada en az bir kere sınıfta buluştuğu harmanlanmış bir derste, öğrencilerle hangi iletişimin kampüste hangi iletişimin çevrimiçi olarak yapılacağına nasıl karar verirsiniz? Bu kararınızın arkasındaki sebepler nelerdir? İletişimin hangi ortamda olduğu fark eder mi?

3. Konu alanınızda öğrencilerin tartışma içerisinde yer alması ne kadar önemli? Hangi öğrenme hedeflerini destekliyor? Öğrencilerinizin tartışma yoluyla bu hedeflere ulaşmasına nasıl yardımcı olabilirsiniz?

4. Öğrenciler ve öğretmen/öğretim elemanı arasındaki etkileşim/iletişim, eğitimin en önemli maliyet itkilerinden biridir. Tartışma ya da öğrenciler ve öğretmen/öğretim elemanı arasında farklı bir iletişim yönteminin kullanımını meşrulaştıran amaçlara daha başka, daha az maliyetli yöntemlerle ulaşılabilir mi? Mesela, bunu bilgisayarları kullanarak yapabilir miyiz? Yapamayacağımızı düşünüyorsanız, niçin?

Kaynakça ve Ek Okumalar

(Bu konuda yapılan çok sayıda yayın arasından küçük bir seçki)

Anderson, T., Rourke, L., Garrison, R., & Archer, W. (2001). Assessing teaching presence in a computer conferencing context Journal of Asynchronous Learning Networks, Vol. 5, No.2.

Baker, C. (2010) The Impact of Instructor Immediacy and Presence for Online Student Affective Learning, Cognition, and Motivation The Journal of Educators Online Vol. 7, No. 1

Garrison, D. R. & Cleveland-Innes, M. (2005). Facilitating cognitive presence in online learning: Interaction is not enough American Journal of Distance Education, Vol. 19, No. 3

Harasim, L. (2012) Learning Theory and Online Technologies New York/London: Routledge

Jonassen, D., Davidson, M., Collins, M., Campbell, J. and Haag, B. (1995) ‘Constructivism and Computer-mediated Communication in Distance Education’, American Journal of Distance Education, Vol. 9, No. 2, pp 7-26.

Paloff, R. and Pratt, K. (2007) Building Online Learning Communities San Francisco: John Wiley and Co.

Salmon, G. (2000) E-moderating London/New York: Routledge

Sheridan, K. and Kelly, M.  (2010) The Indicators of Instructor Presence that are Important to Students in Online Courses MERLOT Journal of Online Learning and Teaching, Vol. 6, No. 4

Lisans

 Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans için ikon

Dijital Çağda Öğretim Copyright © by A.W. (Tony) Bates is licensed under a Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisans, except where otherwise noted.

Bu Kitabı Paylaş

Geri bildirim / Hatalar

Yorumlar kapalıdır.