BÖLÜM 5: KİTLESEL ÇEVRİMİÇİ AÇIK DERSLER (KAÇD)
5.5 KAÇD’LERİN ARDINDAKİ POLİTİK, SOSYAL VE EKONOMİK ETMENLER
5.5.1 KAÇD’lerle ilgili bu çılgınlığın nedeni ne?
Bir önceki konuda bahsedildiği gibi, KAÇD’lerin güçlü ve zayıf yönlerinin birbirine eşit ve dengeli olduğu söylenebilir. KAÇD’lerin değerine ilişkin soru işaretleri ile KAÇD’ler hayatımıza girmeden önce de lisans ve lisans üstü programlarda çevrimiçi öğrenmenin 10 yılı aşan bir süredir ağır ama ilerleyerek kullanılageldiğini düşününce, KAÇD’lerin neden bu kadar ilgi odağı olduğunu, çok sayıda politika yapıcının, ekonomistin ve bilgisayar bilimcisinin KAÇD’leri ateşli bir biçimde savunduklarını ve neden sadece KAÇD’lerin getirdiklerinden tehdit edilmiş hisseden birçok üniversite ve akademisyenin değil KAÇD’leri desteklemesi beklenen çevrimiçi öğrenme alanında çalışan birçok profesyonelin de KAÇD’lere karşı kuvvetli bir olumsuz duruş sergilediğini merak ediyor olabilirsiniz (örneğin bkz. Hill, 2012; Bates, 2012; Daniel, 2012; Watters, 2012).
KAÇD’lere ilişkin tartışmaların, KAÇD’lerin avantaj ve dezavantajlarının akılcı ve kanıta dayalı bir şekilde çözümlenmesi sonucunda ortaya çıkan bir söylem olmadığını, daha çok hislere, kişisel çıkarlara, korkuya veya eğitimin ne olduğuna dair cehaletten kaynaklandığını söylemek gerekir. Dolayısıyla, KAÇD çılgınlığına neden olan politik, sosyal ve ekonomik faktörlerin incelenmesi son derece önemlidir.
5.5.2 Kitlesel, özgür ve Amerikan malı!
Bana göre, KAÇD çılgınlığının esas nedeni budur. Stanford profesörleri Sebastian Thrun, Andrew Ng ve Daphne Koller’in açtığı ve dünyanın dört bir yanından 200.000’in üzerinde katılımcının kaydolduğu ilk KAÇD’nin ardından bugüne kadar, dersler ücretsiz olduğu için ve ABD’nin en prestijli üniversitelerinden birinin profesörleri tarafından verildiği için, Amerikan medyası KAÇD’leri çok sevdi. Nereden bakarsanız bakın, KAÇD’ler çok büyük bir haberdi.
5.5.3 Ve Sarmaşık Ligi sahnede!
KAÇD’ler henüz ortalarda yokken, Standford, MIT, Harvard ve UC Berkeley gibi ABD’nin Sarmaşık Ligi’nde yer alan belli başlı üniversiteler ile Toronto Üniversitesi ve McGill gibi Kanada’nın en prestijli üniversitelerinin bir çoğu, çevrimiçi öğrenmenin tüm biçimlerini büyük ölçüde göz ardı etmişti. Ders materyallerinin büyük çoğunluğunu Açık Ders Malzemesi projesiyle herkesin kullanımına açan MIT, bu anlamda bir istisna olarak kabul edilebilir.
Ancak 2011 yılına gelindiğinde, çevrimiçi öğrenme yöntemiyle verilen kredili lisans ve lisans üstü dersler Carnegie Mellon, Penn State ve Maryland Üniversitesi gibi ABD’nin birçok saygın üniversitesi ile Kanada ve diğer ülkelerin önemli üniversitelerinde ciddi bir ilerleme kaydetmiş, hatta ABD’nde öğrencilerin kaydolduğu üç dersten birinin çevrimiçi bir ders olduğu görülmüştü. Ayrıca, en azından Kanada’da, çevrimiçi derslerin başarıyla tamamlanma oranları giderek yükselmiş ve kalite açısından kampüs dersleriyle aynı düzeye gelmişti.
Çevrimiçi öğrenmeyi dikkate almayan Sarmaşık Ligi üniversiteleri ve diğer prestijli üniversiteler, dünyada olup bitenlerden habersiz gibi görünmekteydi. KAÇD’lerle birlikte, bu prestijli üniversiteler teknolojik yenileşim anlamında doğrudan sıranın en başına sıçrayacak ve aynı zamanda sahip oldukları seçici, kişiye özel ve yüksek maliyetli kampüs programlarını çevrimiçi öğrenmeyle doğrudan temastan uzak tutacaklardı. Diğer bir deyişle, KAÇD’ler bu prestijli üniversitelere çevrimiçi öğrenmeyi güvenli bir şekilde keşfedecekleri bir kum havuzu sağlayacak, Sarmaşık Ligi üniversiteleri de KAÇD’lere ve dolaylı olarak da çevrimiçi öğrenmeye prestij ve itibar getirecekti.
5.5.4 Güçlü ve yıkıcı!
2011’den önceki yıllarda, birçok ekonomist, felsefeci ve endüstri gurusu, yeni teknolojilerin eğitimi ‘güçlü ve yıkıcı bir değişimin yaşanacağı bir alan’ olarak nitelendirmekteydi (örneğin bkz. Lyotard, 1979; Tapscott (tarihsiz); Christensen, 2010).
Çevrimiçi öğrenme kampüs derslerinin harmanlanmış olarak yeniden yapılandırılmasıyla yükseköğretimin içine yavaş yavaş, herhangi bir yıkıma neden olmadan girmiş olsa da, KAÇD’lerle meydana gelen eğitim sektöründeki yıkıcı yenileşim kuramlarının sonuncusunu destekleyecek kitlesel bir değişim olmuştur.
5.5.5 Ve Silikon Vadisi sahnede!
İlk KAÇD’lerin, girişimci bilgisayar bilimciler tarafından geliştirilmiş olması bir tesadüf değildir. Ng ve Koller’in ticari bir kuruluş olarak Coursera’yı kurmasının hemen ardından, Thrun da Udacity’yi kurmuştur. MIT’de çalışan bilgisayar bilimcisi Anant Agarwal ise, edX’i kurarak onları takip etmiştir.
İlk KAÇD’ler, Silikon Vadisi’nin tipik genç ve yenilikçi girişimlerindendi: işleyip işlemeyeceğini görmek için piyasaya sürülen ve ortaya çıkabilecek sorunlarla başa çıkmak için daha fazla teknolojinin ve yeni fikrin (öğrenme analitiği, otomatikleştirilmiş ölçme ve değerlendirme, akran değerlendirmesi) kullanıldığı parlak bir fikir: bulut tabanlı ve basit bir yazılımla çok sayıda katılımcının yönetilebildiği kitlesel, açık çevrimiçi dersler. Bunun sürdürülebilir bir iş modeline dönüşmesi, ancak başlangıçtaki toz-duman ortadan kalktıktan sonra düşünülecekti.
Sonuç olarak, ilk KAÇD’lerin hemen hepsinin çevrimiçi öğrenmeye dair pedagojik kuramları veya çevrimiçi öğrenmenin başarısını etkileyen faktörlere ilişkin tüm araştırma sonuçlarını tamamen görmezden gelmesi çok şaşırtıcı değildir. Sonuç olarak, katılımcıların oldukça küçük bir kısmının KAÇD’leri başarıyla tamamlıyor olması da aynı şekilde şaşırtıcı değildir. Bu açığı kapatmak için hala zaman olsa da, şimdiye kadar hem Coursera hem de (daha az oranda da olsa) edX eğitimcilerin görüşlerini ve çevrimiçi öğrenmeyle ilgili araştırmaları görmezden gelmeye devam etmekte ve tekerleği yeniden keşfetmek anlamına geliyor olsa da kendi araştırmalarını yapmayı tercih etmektedir.
5.5.6 It’s the economy, stupid![1]
KAÇD çılgınlığına yol açan nedenlere bakıldığında, arka planda Bill Clinton’ın meşhur seçim sloganının yankılandığını duyar gibiyiz. ABD’de 2008 yılında yaşanan korkunç mali çöküşün ekonomi üzerindeki etkilerinin (özellikle de eyaletler düzeyinde) 2011 yılına kadar hissedildiğini unutmamamız gerekir.
Ekonomik durgunluk, eyaletlerin bir anda vergi gelirlerini tahsil edememesi ve dolayısıyla da eyalet düzeyindeki yükseköğretim sistemlerinin mali taleplerini karşılayamaması anlamına gelmekteydi. Örneğin Kaliforniya eyaletindeki ikili öğretim yapan meslek yksekokulları sistemi, ki ABD’nin en büyük sistemidir, 2008-2012 yılları arasında devletten aldığı finansman desteğinde yaklaşık 809 milyon ABD Doları tutarında bir kesinti yaşamış, finansman desteğindeki bu düşüş okullarda 500.000 kişilik açığa neden olmuştu (Rivera, 2012). Bu dönemde, ücretsiz KAÇD’ler Vali Jerry Brown tarafından “Başımıza devlet kuşu kondu” olarak nitelendirilmişti (örneğin bkz. To, 2014).
Devlet finansman desteğinde yaşanan ani kesintinin bir sonucu da, yükseköğretimin gerçek maliyetini bir anda göz önüne çıkaran öğrenim ücretlerindeki ani artış olmuştu. Yıllık %4’lük enflasyon oranıyla karşılaştırıldığında, ABD’deki öğrenim ücretleri son 10 yıl içerisinde yılda %7 oranında artmıştır. Yükseköğretimin yüksek maliyetini dizginlemek için sonunda alternatif bir yol görünmekteydi.
2015 yılına gelindiğinde, ABD ekonomisi kendine gelmiş ve devlet hazinesi tekrar dolmaya başlamıştır. Dolayısıyla, yükseköğretimin maliyetine ilişkin radikal çözüm arayışları da yatışmaya başlamıştır. Yükseköğretime daha maliyet-etkin bir yaklaşım arayışı devam edecek olsa da, ekonomi geliştikçe KAÇD çılgınlığının devam edip etmeyeceğini izlemek ilgi çekici bir deneyim olacaktır.
5.5.7 Panik yok!
Yukarıda saydıklarımızın tümü, KAÇD çılgınlığını güçlendiren faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, KAÇD’lerin güçlü ve zayıf yönleri konusunda mutlaka açık, net ve serinkanlı olunması gerekir. Esas nokta, KAÇD’lerin bilgi tabanlı bir toplumda öğrencilerin gereksinim duydukları bilgi ve becerilerin geliştirilmesine destek olup olmadığıdır. Bu sorunun yanıtı, hem evet hem de hayırdır.
Örgün eğitimin düşük maliyetli bir tamamlayıcısı olarak, KAÇD’ler oldukça değerli birer araç olabilir; ancak, kesinlikle örgün eğitimin yerini alması düşünülemez. Bugün itibariyle bakıldığında KAÇD’ler, temel kavramlar olan öğrenmeyi, kavramayı ve bilginin gerçek hayata uygulanmasına ilişkin dar kapsamlı bir dizi etkinliği destekleyebilir. Halihazırda iyi eğitim almış veya bir konuya derin bir ilgi duyan bireylerin bir araya gelip birbirlerinden öğrenebildikleri uygulama topluluklarının oluşturulması için de oldukça faydalı olabilir; ki bu, bir sürekli eğitim biçimidir.
Bununla birlikte, KAÇD’ler dönüşüm sağlayıcı bir öğrenmeye, derin entelektüel anlamaya, karmaşık alternatiflerin değerlendirilmesi ve kanıt tabanlı karar verme becerilerinin geliştirilmesine katkı sağladığını henüz gösterememiştir. Uzmanlar tarafından verilen öğrenci desteği ve daha nitel değerlendirme biçimlerini kullanmadığı sürece, bu katkıyı sağlayabilecekleri de şüphelidir. En azından maliyette ciddi bir artış öngörmeksizin…
Eninde sonunda, bir seçim yapılması gerekecek gibi görünmekte: KAÇD’lere daha fazla kaynak ayırıp sahip oldukları bazı temel eksiklerin maliyetleri çok artırmadan çözülmesini mi umut edeceğiz, yoksa öğrencilerin dijital çağdaki gereksinimleri açısından daha maliyet-etkin öğrenme çıktılarına bizi götürebilecek diğer eğitim teknolojisi ve çevrimiçi öğrenme biçimlerine mi yatırım yapacağız?
Kaynakça
Bates, T. (2012) What’s right and what’s wrong with Coursera-style MOOCs Online Learning and Distance Education Resources, August 5.
Christensen, C. (2010) Disrupting Class, Expanded Edition: How Disruptive Innovation Will Change the Way the World Learns New York: McGraw-Hill.
Daniel, J. (2012) Making sense of KAÇDs: Musings in a maze of myth, paradox and possibility Seoul: Korean National Open University.
Hill, P. (2012) Four Barriers that KAÇDs Must Overcome to Build a Sustainable Model e-Literate, July 24.
Lyotard, J-J. (1979) La Condition postmoderne: rapport sur le savoir Paris: Minuit.
Rivera, C. (2012) Survey offers dire picture of California’s two-year colleges Los Angeles Times, August 28.
Tapscott, D. (undated) The transformation of education dontapscott.com.
To, K. (2014) UC Regents announce online course expansion, The Guardian, UC San Diego, undated, but probably February 5.
Watters, A. (2012) Top 10 Ed-Tech Trends of 2012: MOOCs Hack Education, December 3.
KAÇD çılgınlığına daha hafif ve eğlenceli bir bakış için aşağıdaki bağlantılarda bulunan blogları inceleyebilirsiniz:
North Korea Launches Two KAÇDs (Kuzey Kore İki KAÇD Başlatıyor)
“What should we do about KAÇDs?” – the Board of Governors discusses (KAÇD’lerle İlgili Ne Yapmalıyız? Yöneticiler Kurulu Tartışıyor)
NOT: Yukarıdaki iki blog da hiciv niteliğindedir ve kurgudur.
- Ç.N. Bill Clinton’a 1992 seçimlerini kazandıran slogan olduğu söylenir. Kötü giden ekonomiye dikkat çekmek için kullanılmıştır. Kabaca “Burada ekonomiden bahsediyoruz, seni aptal!” olarak çevrilebilir. ↵
Geri bildirim / Hatalar