BÖLÜM 1: EĞİTİM ALANINDA YAŞANAN TEMEL DEĞİŞİMLER
1.7 ÇEVREDEN MERKEZE: TEKNOLOJİ ÖĞRETİM ŞEKLİMİZİ NASIL DEĞİŞTİRİYOR?
Bölüm 6.2‘de, teknolojinin çok eski zamanlardan beri öğretim içerisinde önemli bir rolü olduğunu, ancak son dönemde eğitimin merkezinden ziyade çevresinde kaldığını göreceğiz. Eğitimde teknoloji, çoğunlukla, düzenli sınıf içi öğretimi desteklemek amacıyla ya da azınlık sayılabilecek bir grup öğrenci için veya özel birimler bünyesinde (genellikle sürekli eğitim veya tamamlama eğitimi şeklinde) uzaktan eğitim biçiminde kullanılmıştır. Ancak son 10 ila 15 yıl içerisinde teknoloji, üniversitelerin temel öğretim faaliyetlerini giderek daha çok etkilemeye başlamıştır. Teknolojinin eğitimin çevresinden eğitimin merkezine olan yolculuğunu aşağıdaki eğilimlere bakarak daha iyi anlayabiliriz.
1.7.1. ÇEVRIMİÇİ ÖĞRENME
Kredili derslerin çevrimiçi öğrenme yöntemiyle verilmesi, yükseköğretim kurumlarındaki (ve hatta bir noktaya kadar ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki) bir çok bölümün en temel ve merkezi faaliyeti olma yolunda hızla ilerlemektedir. ABD’nde tamamen çevrimiçi derslere (uzaktan eğitim dersleri gibi) kayıt yaptıranlar, yükseköğretime kayıt olmuş tüm öğrencilerin yüzde 25’i ila yüzde 33’ünü oluşturmaktadır (Allen and Seaman, 2014). Kuzey Amerika’da çevrimiçi öğretim kayıtları son 15 yıl içerisinde yılda yüzde 10-20 arasında artış göstermektedir. Kampüs tabanlı geleneksel öğretime yapılan kayıtlar ise, yılda yüzde 2-3 artmaktadır. 2014 yılı itibariyle, en azından bir çevrimiçi derse kayıt yaptıran yaklaşık yedi milyon öğrenci bulunmaktadır ve bu öğrencilerin yaklaşık bir milyonu Kaliforniya Bölge Üniversiteleri Sistemi’ne kayıtlıdır (Johnson ve Mejia, 2014). Tamamen çevrimiçi öğrenme, bugün, birçok okul ve yükseköğretim kurumunun anahtar bileşeni haline gelmiştir.
1.7.2. HARMANLANMIŞ / KARMA ÖĞRENME
Daha çok eğitmen çevrimiçi öğrenme ile ilgilendikçe, geleneksel olarak sınıf içerisinde yapılan birçok şeyin aynı derecede veya daha iyi bir şekilde çevrimiçi olarak da yapılabileceğini görmeye başlamıştır. Bu konuyu, Bölüm 9’da daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Sonuç olarak, eğitmenler, yavaş yavaş daha çok sayıda çevrimiçi unsuru sınıf-içi öğretime dahil etmeye başlamış; bu kapsamda ders notlarının slayt veya PDF formatında depolandığı öğrenme yönetim sistemlerini kullanmış, ek okuma için dijital metinlere bağlantılar vermiş veya çevrimiçi tartışma gruplarından yararlanmışlardır. Burada aslında temel sınıf-içi öğretim modelini değiştirmeden, çevrimiçi öğrenmenin aşamalı olarak yüz yüze öğretimle harmanlandığı bir sistemden bahsediyoruz. Burada, çevrimiçi öğrenme, geleneksel öğretimi destekleyici olarak kullanılmaktadır. Bu alanda belli bir standart veya ortak kabul görmüş tanımlar yoksa da, teknolojinin bu şekilde kullanımı için ‘harmanlanmış öğrenme’ terimini kullanacağım.
Son dönemde, derslerin kaydedilebiliyor olmasıyla eğitmenler yeni bir şeyin farkına vardılar: Dersler kaydedildiğinde, öğrenciler ders kayıtlarını ders haricinde kendilerine uygun bir zamanda izleyebilecekler ve böylece ders saatleri sınıf içerisindeki daha etkileşimli uygulamalar için kullanılabilecektir. Bu model, ‘dönüştürülmüş sınıf’ olarak bilinmektedir.
Şimdi bazı kurumlar, eğitim-öğretimin önemli bir kısmını daha harmanlanmış veya daha esnek yöntemlere doğru kaydırmak için planlar geliştirmektedir. Örneğin Ottawa Üniversitesi, beş yıl içerisinde derslerinin en az yüzde 25’ini harmanlanmış olarak vermeyi planlamaktadır (University of Ottawa, 2013). British Columbia Üniversitesi ise, öğrenci sayısının fazla olduğu birinci ve ikinci yıl derslerinin büyük çoğunluğunu harmanlanmış sınıflarda vermek üzere yeniden tasarlamayı planlamaktadır (Farrar, 2014).
Çevrimiçi ve harmanlanmış öğrenmeyle ilgili çıkarımlar, Bölüm 9’da ele alınacaktır.
1.7.3. AÇIK ÖĞRENME
Çevrimiçi öğrenme ile bağlantılı bir diğer önemli gelişme de, açık eğitime doğru olan gidişattır. Son 10 yıl içerisinde açık öğrenmede meydana gelen gelişmeler, geleneksel kurumları da doğrudan etkileyecek niteliktedir. Bunlardan en doğrudan etkiye sahip olan, açık ders kitaplarıdır. Şu anda okuduğunuz bu kitap gibi… Açık ders kitapları, öğrenciler veya eğitmenler tarafından ücretsiz olarak indirilebilen dijital kitaplardır. Bu yönüyle, öğrencilerin ders kitabı harcamalarında önemli bir tasarruf sağlamış olurlar. Örneğin Kanada’da British Columbia, Alberta ve Saskatchewan eyaletleri, kendi üniversite ve yüksekokul programlarında en çok kayıt yapılan 40 konu alanı için hakemli açık ders kitaplarının üretimi ve dağıtımı konusunda ortak işbirliği anlaşması yapmışlardır.
Açık eğitim kaynakları (OER – Open Educational Resources), son dönemde açık öğretim alanında yaşanan başka bir gelişmedir. İnternet üzerinden ücretsiz olarak erişilebilen bu dijital eğitim materyalleri, öğrenciler veya eğitmenler tarafından hiçbir ücret ödenmeden indirilebilir ve gerekirse materyalin yaratıcılarının haklarını koruma altına alan bir Creative Commons lisansına bağlı olarak uyarlanabilir veya değiştirilebilir. Belki de en iyi bilinen açık eğitim kaynağı, Massachusettes Teknoloji Enstitüsü’nün (MIT) Açık Ders Malzemeleri (OpenCourseWare) projesidir. MIT, derse giren öğretim üyelerinin bireysel izinlerini almak suretiyle, okulda verilen dersleri kaydetmiş ve slayt gibi destekleyici materyaller ile İnternet üzerinde erişime açmıştır.
Açık öğrenme alanındaki çıkarımlar, Bölüm 10’da detaylı olarak incelenmektedir.
1.7.4. KİTLESEL AÇIK ÇEVRİMİÇİ DERSLER (KAÇD)
Çevrimiçi öğrenme alanındaki diğer gelişme, Kitlesel Açık Çevrimiçi Dersler’in (KAÇD) (Massive Open Online Courses-MOOC) ortaya çıkışı ve hızlı gelişimi olmuştur. 2008 yılında Kanada’daki Manitoba Üniversitesi, 2.000 kişinin kayıt olduğu ilk KAÇD’de webinar sunumlarının yanı sıra kullanıcıların blog ve tweet’leri ile uzmanların bunlara karşılık yazdıkları blog gönderilerini kullandı. Bu KAÇD herkesin erişimine açıktı ve formal bir değerlendirme yoktu. Daha sonra 2012 senesinde, Stanford Üniversitesi’nden iki profesör sanal gerçeklik konusunda ders kayıtlarına dayalı bir KAÇD başlattılar. Bu program, 100.000’den fazla öğrencinin ilgisini çekti. O tarihten bu yana da, KAÇD’lerin sayısı bütün dünyada hızla arttı.
KAÇD’lerin biçimi farklılık gösterse de, bütün KAÇD’lerin sahip olduğu bir takım genel özellikler vardır:
- İsteyen herkes programa kayıt olabilir ve kayıt işlemi oldukça basittir. Yalnızca bir e-posta adresi ile kayıt yapılabilir.
- Öğrenci sayısı oldukça yüksektir (1.000 ila 100.000 arasında).
- ABD’nin en prestijli üniversitelerinden (özellikle Harvard, MIT ve Stanford) video kaydına alınmış derslere ücretsiz erişim olanağı sağlar.
- Genellikle çoktan seçmeli sorular ve anında geri bildirimin kullanıldığı bilgisayar destekli değerlendirme ile bazen akran değerlendirmesi kullanılır.
- Öğrencilerin derse katılım oranları çok geniş bir yelpazede kendini gösterir: yaklaşık yüzde 50’si derse kayıt olmaktan başka bir faaliyette bulunmazken, yüzde 25’i ilk ödevden sonra dersi takip etmeyi bırakır, ancak yüzde 10’dan azı son değerlendirmeyi tamamlar.
Teknolojinin hızlı evriminin ve teknolojiyi erken benimseyenlerin aşırı coşkusunun en son örneği olan KAÇD’ler, yeni teknolojilerin eğitimde kullanımıyla ilgili güçlü ve zayıf yanların dikkatli bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini bize hatırlatmaktadır. Bu kitabın yazıldığı dönemde KAÇD’lerin geleceğini kestirmek oldukça güç olsa da, zaman içerisinde evrilmeye devam edecekleri ve yükseköğretim pazarında kendisine ait bir yer bulacakları neredeyse kesindir.
KAÇD’ler, ayrıntılı olarak Bölüm 5’te tartışılacaktır.
1.7.5 EĞİTİMİN DEĞİŞEN COĞRAFYASINDA VAR OLMAK
Eğitim teknolojilerindeki bu hızlı değişim, hem öğretim üyelerinin hem de öğretmen ve eğitmenlerin farklı teknolojilere değer biçmeleri ve bu teknolojilerin hem kendileri hem de öğrencileri için anlamlı bir biçimde nasıl ve ne zaman kullanılacağına karar verebilmeleri için güçlü bir çerçeveye ihtiyaç duyduklarına işaret etmektedir. Çevrimiçi ve harmanlanmış öğrenme, sosyal medya ve açık öğrenme, dijital çağda etkili bir öğretim için kritik öneme sahip gelişmelerdir.
KAYNAKÇA
Allen, I. and Seaman, J. (2014) Grade Change: Tracking Online Learning in the United States Wellesley MA: Babson College/Sloan Foundation.
Farrar, D. (2014) Flexible Learning: September 2014 Update Flexible Learning, University of British Columbia.
Johnson, H. and Mejia, M. (2014) Online learning and student outcomes in California’s community colleges San Francisco CA: Public Policy Institute of California.
University of Ottawa (2013) Report of the e-Learning Working Group Ottawa ON: University of Ottawa.
Geri bildirim / Hatalar