BÖLÜM 4: ÇEVRİMİÇİ ÖĞRENME ORTAMLARINDA ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
4.2 ŞİŞE YENİ, AMA İÇİNDEKİ ŞARAP ESKİ: SINIF TİPİ ÇEVRİMİÇİ ÖĞRENME
Konuya, tasarım ilkelerinde yapılan küçük değişikliklerle teknolojik hale getirilen sınıf-içi öğretim yöntemleriyle başlıyoruz. Bu kısımda, bu tür uygulamaların eski bir şarabı yeni şişe içerisinde sunmaktan bir farkı olmadığını iddia edeceğim.
4.2.1 Derslerin kayıt altına alınması
Sınıfta verilen bir dersi otomatik olarak video kaydına almaktan ibaret olan bu teknoloji, derslere düzenli olarak devam eden öğrencilerin dersi tekrar edebilmelerini sağlayarak sınıf modelinin etkin kullanılabilirliğine katkı vermek amacıyla tasarlanmıştır.
Kaydedilen ders anlatımlarının öğrenciler tarafından dersten önce izlendiği ve daha sonra ders saati içerisinde anlatımların üzerine sınıf tartışmalarının yürütüldüğü dönüştürülmüş (ters-yüz) sınıflar, bu potansiyelin tam olarak kullanılmasına yönelik iyi bir örnektir. Ancak derslerin kayıt altına alınmasının en büyük etkisi; Coursera, Udacity ve edX gibi oluşumlar tarafından sağlanan ‘öğretici’ kitlesel açık çevrimiçi derslerde (öKAÇD) kullanımı olmuştur. Bununla birlikte, bu KAÇD türünde bile aslında temel sınıf tasarım modelinden bahsediyoruz. KAÇD’lerle sınıf modeli arasındaki en büyük fark, sınıfın yalnızca okula kayıtlı olan öğrencilere açık olması (üniversitedeki çoğu ders anlatımları gibi) ancak KAÇD’lere uzaktan sınırsız sayıda kişi tarafından erişilebilmesidir. Bunlar çok önemli farklılıklar olsa da, öğretimin tasarımı aynı önem derecesinde değişmemiştir. Bunun bir istisnası, KAÇD’ler üzerinde yapılan araştırmaların bulgularına dayanarak ders kayıtlarının giderek daha küçük parçalar halinde yapılıyor olmasıdır.
4.2.2 Öğrenme yönetim sistemlerinin kullanıldığı dersler
Öğrenme yönetim sistemleri (ÖYS), öğrenci ve öğretmenlerin parola korumalı bir çevrimiçi öğrenme ortamına bağlanıp çalışmalarına olanak sağlayan yazılımlardır. Blackboard, Desire2Learn ve Moodle gibi birçok öğrenme yönetim sistemi, aslında sınıf tasarım modelinin kopyalanmasında kullanılmaktadır. Haftalık birimler veya modüller vardır; öğretmen ders materyalini sınıftaki tüm öğrencilere aynı zamanda sunar; mevcudu yüksek olan sınıflar kendi içlerinde daha küçük kısımlara bölünebilir; (çevrimiçi) tartışma olanağı vardır; öğrenciler ders materyalleri üzerinde yaklaşık olarak aynı zamanı harcar ve değerlendirme dersin sonunda uygulanan testler veya deneme yazıları yoluyla yapılır.
Tasarım açısından en temel farklılıklar; içeriğin sözlü değil metin tabanlı olması (her ne kadar öğrenme yönetim sistemlerinde video ve ses dosyaları giderek artan miktarda kullanılmaktaysa da), çevrimiçi tartışmaların eş zamanlı değil daha çok farklı zamanlı (asenkron) olarak yapılması ve ders içeriğine internet bağlantısıyla istenilen yerden istenilen zamanda erişilebiliyor olmasıdır. Bunlar öğrenme yönetim sistemlerinin fiziksel sınıflardan önemli ölçüde farklılaştığı noktalardır. Gerekli beceriye sahip öğretmen ve öğrenciler ÖYS’lerini farklı öğrenme ve öğretme ortamlarına uyarlayabilirler, ancak ÖYS’nin temel çerçevesi sınıfınkiyle aynı kalacaktır.
Bununla birlikte ÖYS’ler, halen daha, ders anlatımında kullanılan Powerpoint sunumların pdf formatına dönüştürülerek sisteme yüklendiği veya daha önceden yapılan ders kayıtlarının konulduğu ‘çevrimiçi tasarım’ların ancak birkaç adım ilerisindedir. Ne yazık ki, birçok çevrimiçi öğretim programında yaşananlar bundan ibarettir. Öğrenme yönetim sistemleri, geleneksel sınıf modelinden tasarım açısından çok daha esnek bir yapıya sahiptir. Bu özellik oldukça önemlidir; çünkü çevrimiçi tasarımların çevrimiçi öğrencilerin özel gereksinimlerini dikkate alması ve sınıf modelinden farklı şekilde tasarlanması gerekir.
4.2.3 Sınıf tasarım modelinin çevrimiçi öğrenme açısından sınırlılıkları
Şişe yeni de olsa eski de olsa, eski bir şarap aslında ‘iyi’ bir şarap olabilir. Önemli olan, sınıf tasarım modelinin dijital çağın gereksinimlerini karşılayıp karşılamıyor olmasıdır. Eldeki sistemin içine teknolojiyi ‘ekleyivermek’ veya aynı tasarımı çevrimiçi ortama taşımak, otomatik olarak değişen gereksinimlere yanıt vermek anlamına gelmez.
Dolayısıyla, yeni teknolojilerin eğitsel avantajlarını en iyi şekilde kullanan tasarımlara bakmamız gerekir. Tasarım teknolojinin sahip olduğu potansiyelin tamamını kullanacak şekilde değişmezse, elde edilecek sonuç ‘taklit edilen’ fiziksel sınıf modelinin bile çok altında olacaktır. Örnek vermek gerekirse, bir KAÇD kapsamında kullanılan ders kayıtları veya bilgisayar tabanlı çoktan seçmeli sınavlar gibi yeni teknolojiler daha fazla öğrencinin daha geniş bir içeriği öğrenmesine katkı sağlayacak olsa da, dijital çağın gerektirdiği üst basamak becerileri karşılamada yetersiz kalacaktır.
Teknolojiyi sınıf tasarımına ‘ekleyivermenin’ ikinci bir tehlikesi de, sonucu değiştirmeden hem teknoloji hem de öğretmenlerin harcadığı zaman maliyetini artırıyor olabileceğimizdir.
Karşı karşıya kaldığımız en önemli problem, çevrimiçi öğrencilerin sınıftaki öğrencilerden farklı bir öğrenme ortamında olmaları ve tasarımın bunu mutlaka dikkate alması gerektiğidir. Bu problem, kitabın kalanında enine boyuna tartışılacaktır.
Teknolojinin kendine özgü potansiyeli bulunana kadar, başlangıçta yalnızca eski tasarım modellerinin kopyası olarak kullanılması olgusu eğitim alanında da geçerlidir. Ancak, dijital çağın tüm taleplerinin karşılanması ve yeni teknolojilerin tüm potansiyelinin eğitim niteliğini artırmak için kullanılması isteniyorsa, temel tasarım modelinin değişmesi gerekir.
Etkinlik 4.2 Sınıf modelinin çevrimiçine taşınması
- Sınıf tasarım modelinin 19. yüzyılın bir ürünü olduğuna ve dijital çağda öğretim için değiştirilmesi gerektiğine inanıyor musunuz? Yoksa sınıf modelinin günümüz için hala kullanılabilir esnek bir model olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- Size göre ÖYS kullanan dersler temelde sınıf modelinin çevrimiçi ortama taşındığı ortamlar mıdır, yoksa kendilerine özgü tasarım modelleri midir? Eğer kendilerine özgü modellerse, onları eşsiz kılan nedir?
- Elli dakikalık bir ders anlatımını, video kaydı için 10’ar dakikalık bölümlere ayırmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir? Bu sizce anlamlı bir tasarım değişikliği midir? Eğer yanıtınız evet ise, sizce bunu anlamlı yapan nedir?
Geri bildirim / Hatalar