BÖLÜM 7: MEDYA TÜRLERİ ARASINDAKİ PEDAGOJİK FARKLAR
7.2 METİN
7.2.1 Yazılı metnin kendine özgü pedagojik özellikleri
Matbaanın icadından bu yana, en baskın öğretim teknolojilerinden biri de basılı kaynaklar olmuştur. Neredeyse, belki de, öğretmenin sarf ettiği sözler kadar önemli… Bugün bile, çoğunlukla basılı biçimde olan ancak giderek dijital olarak da kullanılan ders kitapları, örgün eğitim ve öğretimde son derece önemli bir rol oynamaktadır. Uzaktan eğitimde çoğu tamamen çevrimiçi olan derslerde dahi, metin-tabanlı öğrenme yönetim sistemleri ve çevrimiçi asenkron tartışma forumları oldukça yoğun olarak kullanılmaktadır.
Peki neden? Yazılı metni bu kadar güçlü bir medya türü yapan nedir? Bilgi teknolojilerindeki son gelişmeler dikkate alındığında, yazı gücünü korumaya devam edecek midir?
7.2.1.1 Sunum özellikleri
Metin çok farklı biçimlerde karşımıza çıkabilir: basılı ders kitapları, metin mesajları, romanlar, dergiler, gazeteler, notlar, makaleler, deneme yazıları, çevrimiçi asenkron tartışmalar, vb.
Yazılı metinlerde kullanılan anahtar sembol sistemleri (matematiksel semboller de dahil olmak üzere), yazılı dil ve çizemler, tablolar ve fotoğraf veya tablo gibi imgelerin kopyalarından oluşan durağan resim ve grafiklerdir. Kimya, coğrafya, jeoloji ve sanat tarihi gibi bazı konu alanları için renk önemli bir özelliktir.
Metne özgü bazı sunum özellikleri şunlardır:
- özellikle de yazılı dili kullanmak suretiyle, soyutlama ve genellemeleri ifade etmekte başarılıdır;
- enformasyonu, yapılandırılmış bir biçimde ve doğrusal bir sırada sunmaya olanak sağlar;
- ampirik kanıtları veya ampirik kanıtlardan elde edilen sonuçları, genellemeleri ve soyutlamalardan edinilen verileri ayrıştırıp sunabilir;
- metnin doğrusal yapısı, tutarlı, kolay anlaşılır ve birbirini izleyen sıralı bir argümanın ortaya konmasını sağlar;
- kanıtı argümanla, argümanı da kanıtla ilişkilendirebilir;
- metnin kayıt altına alınabilirliği ve kalıcılığı, içeriğinin bağımsız olarak incelenmesine ve çözümlenmesine olanak sağlar;
- grafikler ve şekiller gibi durağan resimler, bilginin yazılı dilde olduğundan farklı biçimde sunularak ya soyutlamalara dair somut örnekler verir ya da aynı bilginin farklı şekilde temsil edilmesini sağlar.
Bu özelliklerin her biri, diğer medya türlerinin özellikleriyle ortak olabilir; ancak metin haricinde hiçbir medya türü bu özelliklerin tümüne sahip değildir veya bu özellikler çerçevesinde metin kadar güçlü değildir.
Daha önce (Bölüm 2.7.3), akademik bilginin diğer bilgi türlerinden, bilhassa doğrudan kişisel deneyimlere dayanan bilgi ve inançlardan ayrı, belirli özelliklere sahip, özel bir bilgi biçimi olduğunu söylemiştim. Akademik bilgi, sorgulama ve kanıtlara dayalı genelleme ve soyutlamaların peşinde koşan, ikinci düzey bir bilgi formudur.
Akademik bilginin temel bileşenleri veya ölçütleri ise şunlardır:
- kodlama: bilgi, tutarlı olarak tek bir biçimde (kelime, sembol, video gibi) temsil edilebilir;
- şeffaflık: bilginin kaynağı izlenebilir ve doğrulanabilir;
- yeniden üretim: bilgi tekrar üretilebilir veya bilginin birden fazla kopyası olabilir;
- iletilebilirlik: bilgi, başkalarına iletilmesine ve başkaları tarafından sorgulanmasına izin verecek bir biçimde olmalıdır.
Bu dört özelliğin tümüne sahip olan metin, akademik öğrenme için vazgeçilmez bir medya türüdür.
7.2.1.2 Beceri Gelişimi
Metnin soyutlama ve kanıt temelli argümanları ele alış biçimi ile bağımsız analiz ve eleştiriye uygunluğu düşünüldüğünde, analiz, eleştirel düşünme ve değerlendirme gibi akademik düzeyde gereken üst düzey öğrenme çıktılarının geliştirilmesinde metnin özellikle faydalı olduğu söylenebilir.
Bununla birlikte, süreçlerin gösterilmesi ve el becerilerinin geliştirilmesi gibi konularda daha az faydalıdır.
7.2.2 Kitap ve bilgi
Metin farklı biçimlerde karşımıza çıksa da, akademik öğrenmedeki merkezi rolü nedeniyle daha çok kitaplar üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Akademik bilginin sunulması için gereken dört temel ölçütü de karşılayan kitap, akademik bilginin geliştirilmesi ve aktarılması açısından inanılmaz güçlü bir medya türü olduğunu kanıtlamıştır. Bununla birlikte, sizce bloglar, wikiler, çokluortam ve sosyal medyanın da içinde yer aldığı yeni medya akademik bilgi anlamında kitabın yerini alabilecek mi?
Aslına bakılırsa yeni medya bu kriterlerin bazılarına karşılık veriyor ve gerçekten bir katma değer ekliyor olsa da (üretim hızı ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği gibi), kitabın kendine has birçok özelliği var. Kitabın en önemli avantajlarından biri, bir argümanı destekleyecek kanıtlarla birlikte, uzun süreli, tutarlı ve kapsamlı bir argüman öne sürülmesine fırsat vermesidir. Bloglar, bunu yalnızca bir noktaya kadar başarabilmektedir. Aksi takdirde, blog olmaktan çıkıp bir denemeye veya dijital bir kitabın bölümleri haline dönüşmektedir.
Nicelik bazen önemlidir; kitaplar, çok miktarda kanıt ve destekleyici argümanın bir araya getirilmesine ve bir konunun veya temanın nispeten yoğunlaştırılmış ve taşınabilir bir biçimde ancak detaylı olarak incelenmesine olanak sağlar. Tutarlı ve iyi desteklenmiş bir argümanın kanıtlarla, alternatif açıklamalarla ve hatta karşı savlarla sunulabilmesi için, bir kitabın sağladığı ‘yer’e gereksinim vardır. Hepsinin ötesinde, kitaplar, bir soruna veya bir konuya belirli ve tutarlı bir yaklaşım sergilenmesini sağlar ve özümsemesi bazen son derece güç olan küçük bilgi yığınlarıyla kesintisiz olarak dikkatimizi çekmeye gayret eden yeni dijital medya türlerinin yarattığı kaosa bir denge getirir.
Metinlerin diğer bir akademik özelliği ise, büyük ölçüde doğrusal bir yapıya sahip olmaları nedeniyle dikkatli bir şekilde incelenmiş, çözümlemiş ve kontrol edilmiş olmasıdır. Bir kere basıma girdikten sonra kalıcı bir hal aldığından, kanıt, rasyonellik ve tutarlılık açısından büyük bir titizlikle ele alınır. Kaydedilmiş çokluortam türleri de bu kriterleri karşılamaya yakın olsalar dahi, metin çok daha elverişli, uygun ve medya diliyle ifade etmek istersek ‘sade’dir. Örneğin bana göre, aynı karmaşık veya basit argümanı ortaya koysalar dahi, birçok değişken ve sembol sistemini içinde barındıran bir videoyu analiz etmek doğrusal bir metni analiz etmekten daha karmaşıktır.
7.2.2.1 Biçim ve işlev
Bir kitabın biçimi mi yoksa teknolojik gösterimi mi daha önemlidir? Basılı olmasa da, dijital olarak indirilip iPad veya Kindle üzerinde okunabilen bir kitap halen daha kitap olarak nitelendirilebilir mi?
Bilgi edinimi amacıyla bakıldığında, kitabın basılı veya dijital olması bir şey değiştirmez… Çalışma açısından bakıldığında, dijital biçim tercih edilebilir çünkü içinde yüzlerce elektronik kitap bulunan bir iPad’i taşımak aynı kitapların basılı hallerini taşımaktan çok daha kolaydır. Birçok öğrenci elektronik kitaplar üzerine not almanın zorluğundan bahsetse de, bunun gelecekte elektronik kitapların standart bir özelliği olacağı neredeyse kesindir.
Tamamı indirildiğinde kitabın dijital olarak erişilebilir olması, onun işlevini fazla değiştirmese de bir takım nüanslar söz konusu olacaktır. Bazıları, tarama işleminin basılı kitaplarla daha kolay olduğunu iddia etmektedir. Kitapta geçen belirli bir ifadeyi bulmak dijital kitapta mı daha kolaydır yoksa basılı kitapta mı? Dijital kitapta ‘arama’ işlevini kullanabilirsiniz tabii ki, ancak tam olarak ifadeyi veya alıntıyı yapacağınız yazarı bilmeniz gerekir. Basılı kitapta ise tam olarak ne aradığınızı bilmeseniz de, ifadenin geçtiği bağlamı bildiğiniz için kitabın sayfalarını çevirerek hızlıca göz gezdirmek suretiyle aradığınızı kolaylıkla bulabilirsiniz. Diğer taraftan, ne aradığınızı tam olarak biliyorsanız (bir yazara belirli bir atıf gibi), aramayı dijital olarak çok daha kolaylıkla yapabilirsiniz.
Kitaplar dijital olarak erişilebilir olduğunda, kullanıcılar kitabın yalnızca ilgilerini çeken bölümlerini de indirebilirler. Ne istediğinizi tam olarak biliyorsanız bu son derece değerli bir işlev olabilir; ancak bunun bir takım tehlikeleri de vardır. Örneğin teknolojinin stratejik yönetimi ile ilgili kitabımda (Bates & Sangrà, 2011), son bölümde kitabın geri kalanının bir özetini veriyoruz. Eğer bu dijital bir kitap olsaydı, yalnızca son bölümü indirip okumak dürtüsüne kapılacaktınız. Dolayısıyla, kitapta geçen tüm kilit mesajlara bu bölümde erişebiliyor olmanız gerekirdi, değil mi? Ne yazık ki, hayır… Yalnızca son bölüme baktığınızda, erişilen sonuçlarla ilgili kanıtları kaçırmış olacaktınız. Stratejik yönetimle ilgili kitap örnek olay çalışmalarına dayalı olduğundan, o sonuçlara ulaşmak için önceki bölümlere gidip örnek olayların nasıl yorumlandığını görmeniz gerekecekti. Eğer yalnızca kitabım son bölümünün dijital versiyonunu indirirseniz, tüm kitabın bağlamını kaçırmış olacaktınız. Kitabın tamamına sahip olmak, okuyuculara kitabı yorumlama özgürlüğünü vermekte ve yalnızca özet bölümünü okumak yerine kendi sonuçlarını da ekleme fırsatı verecektir.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: bir kitabı dijital hale getirmenin olumlu ve olumsuz yönleri vardır; ancak bir kitabı dijital hale getirerek onun özünü kaybetmiş olmayız.
7.2.2.2 Kitapların akademideki yeni yeri
Tarih boyunca şunu gördük: Yeni medya türleri, eskileri tamamen yok etmiyor veya onların yerini almıyor; ancak, eski medya türleri artık kendilerine yeni bir ‘yer’ buluyor. Dolayısıyla, televizyon radyonun tamamen ortadan yok olmasına falan neden olmadı. Benzer şekilde, kitaplarım akademik bilgiye ilişkin rolünün devam edeceğini ve ister basılı ister dijital biçimde olsun kitabın diğer yeni medya türleriyle birlikte akademide var olacağını düşünüyorum.
Bununla birlikte, akademik değerini koruyan kitapların gerek biçimleri gerekse amaçları itibariyle bugüne kadar olduğundan daha net ve özellikli olması gerekecektir. Örneğin, yalnızca farklı yazarların birbiriyle çok bağlantılı olmayan ve yarı-bağımsız bölümlerinden oluşan ‘koleksiyon’ kitapların geleceğini çok parlak görmüyorum; elbette ki, bölümlerin tümünde bütüncül bir argüman veya bağıntılı bir veri seti üzerinden güçlü bir uyum ve tutarlılık olmadığı takdirde… Hepsinden önemlisi, kitapların bazı özelliklerinin değişmesi, okuyucularla daha fazla etkileşim sağlaması, okuyucuların kitaba girdi sağlamasına izin vermesi ve dış dünyayla daha fazla bağlantılı olması gerekiyor. Yine de, dijital yayıncılığın getirdiği katma değer özellikler, çevresel ayak izini azaltması ve metni çok daha taşınabilir ve aktarılabilir hale getiriyor olması nedeniyle, kitapların basılı biçimlerini devam ettiremeyeceği düşünülebilir.
Son olarak şunu belirtmem gerek: Burada, yeni medya türlerinin akademik faydalarını gözardı eden bir argümandan bahsetmiyorum. Grafiklerin, video ve animasyonun bilginin temsili açısından sahip oldukları değer, diğer öğrencilerle farklı zamanlarda etkileşim kurabilme yetisi ve sosyal ağların değeri akademide olması gerektiği düzeyde dikkate alınmıyor. Ancak hem metin hem de kitaplar, halen daha önemini koruyor.
Konuyla ilgili farklı bir bakış açısı için, Clive Shepherd’ın bloğunu ziyaret edebilirsiniz: Geleneksel kitap yayıncılığının faydalarının incelenmesi.
7.2.3 Metin ve diğer bilgi türleri
Metnin ve basılı bilginin akademideki geleneksel öneminden hareketle, yukarıda metin ve akademik bilgiye odaklandım. Bununla beraber, diğer bilgi türleriyle karşılaştırıldığında metnin kendine özgü pedagojik özelliklerinin çok fazla olmayabileceğini görürüz. Aslına bakılırsa, çokluortam türlerinin mesleki ve teknik eğitimde çok daha fazla avantajı bulunmaktadır.
İlk ve orta öğretimde ya da okul sektöründe, metin ve basılı bilgi türleri önemli olmaya devam edecektir. Nitekim, okuma ve yazma dijital çağda da birinci derecedeki önemini koruyacağından, yalnızca okuryazarlık becerilerini geliştirmek için olsa bile, dijital ve basılı metinlerin incelenmesi ve çalışılması önemini koruyacaktır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, metnin sahip olduğu kısıtlamalardan biri, öğretim ve öğrenimde etkin olarak kullanılabilmesi için üst düzey okuryazarlık becerilerine sahip olunması gerektiğidir. Bu anlamda öğretim ve öğrenimin büyük kısmı, metinsel materyallerin titizlikle çözümlenmesine olanak sağlayan becerilerin geliştirilmesi üzerine odaklanmaktadır. Dijital çağda çokluortam okuryazarlık becerilerinin geliştirilmesine de büyük önem vermek durumundayız.
7.2.4 Değerlendirme
Konu alanınızda bilgi sunumu ve beceri gelişimi için metnin önemli olduğunu düşünüyorsanız, bunun değerlendirmeye yansımaları ne olabilir? Öğrencilerin metnin geliştirdiği söylenen becerileri geliştirmesi bekleniyorsa, metin değerlendirme için önemli bir medya türü olacaktır. Dolayısıyla öğrencilerin, soyut kavramları, argümanları ve kanıt temelli sorgulamayı sunmada metin kullanma becerilerini göstermesi gerekecektir.
Bu tür ortamlarda, çoktan seçmeli sorular veya çokluortam raporları yerine denemeler veya yazılı raporlar gibi düzenlenmiş metinsel yanıtlar gerekli olacaktır.
7.2.5 Daha çok kanıt lütfen…
Ses, video ve bilişim gibi diğer medya türlerinin pedagojik özellikleriyle ilgili önemli miktarda araştırma olmasına rağmen, metin genellikle ‘varsayılan’ biçim olarak değerlendirilmiş ve diğer medya türlerinin karşılaştırılmasında kullanılan bir dayanak olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak, metnin akademide genellikle hafife alındığını söyleyebiliriz. Metnin farklı biçimlerde ve diğer medya türleriyle ilişkili kendine özgü özelliklerine dikkat etmemiz gereken bir aşamadayız. Yine de, metnin ve basılı materyallerin eşsiz özelliklerine dair daha fazla ampirik çalışma elde edene kadar, en azından akademik öğrenme ve öğretme için metin önemli ve merkezi bir yere sahip olmaya devam edecektir.
Etkinlik 7.2 Metnin kendine özgü pedagojik özelliklerinin belirlenmesi
1. Vermekte olduğunuz derslerden birini seçin. Bu derste, metnin hangi sunum özelliklerinin önemli olduğunu düşünüyorsunuz? Konu alanınıza ilişkin bilginin temsili için en iyi medya türü metin mi? Eğer değilse, hangi kavramlar veya konuların diğer medya türleri tarafından daha iyi temsil edilebileceğini düşünüyorsunuz?
2. Kitabın Konu 1.2‘sinde sıralanan becerilere bakın. Bu becerilerin hangilerini, en iyi metin medya türünü kullanarak geliştirebiliriz? Metin-tabanlı öğretim kullanarak bunu nasıl yapardınız?
3. Öğrenmek için kitabı kullanmak konusunda ne düşünüyorsunuz? Kitapların artık tedavülden kalktığını veya kalkmakta olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer kitapların öğrenme için hala değerli olduğu düşüncesindeyseniz, akademik kitaplarla ilgili ne tür değişiklikler yapılmalı? Kitapların yerini yeni medya alsaydı, neleri kaçırmış veya kaybetmiş olurduk? Ya da ne kazanmış olurduk?
4. Hangi koşullar altında öğrencilerin yazılı makale veya denemelerle değerlendirilmesi daha uygun olur? Hangi koşullar altında değerlendirme için çokluortam portfolyolarının kullanılması daha uygun olacaktır?
5. Metnin kendine özgü pedagojik özelliklerine eklemek istediğiniz herhangi bir özellik var mı?
Kaynakça
Metinle ilgili olarak matbaacılık, metin yapısı ve metnin eğitim ve kültür üzerindeki tarihi etkisi açısından birçok yayın bulunmasına rağmen, metnin pedagojik açıdan ses veya video gibi diğer medya türleriyle karşılaştırıldığı herhangi bir yayın bulamadım. İstisna olarak Koumi’nin (2015) metin ve ses türlerini birlikte ele aldığı çalışmasından ve Albert Manguel’in metni tarihsel açından ele aldığı çok derece değerli kitabından bahsedebiliriz.
Bununla birlikte, yeterli kaynağa ulaşamamış olmamı alana ilişkin bilgimin yetersizliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Eğer konuya ilişkin okuma öneriniz olursa, lütfen aşağıdaki yorum kutusunu kullanın. Dijital çağda metnin kendine özgü pedagojik özelliklerinin çok önemli ve değerli bir doktora tezi konusu olabileceğini belirtmeden geçmek istemiyorum.
Koumi, J. (1994) Media comparisons and deployment: a practitioner’s view British Journal of Educational Technology, Vol. 25, No. 1.
Koumi, J. (2006). Designing video and multimedia for open and flexible learning.London: Routledge
Koumi, J. (2015) Learning outcomes afforded by self-assessed, segmented video-print combinations Academia.edu (unpublished)
Manguel, A. (1996) A History of Reading London: Harper Collins
Geri bildirim / Hatalar