EK A: ETKİLİ BİR ÖĞRENME ORTAMI YARATMAK
A.9 KÜLTÜR VE ÖĞRENME ORTAMLARI
A.9.1 Kültürün önemi
Her öğrenme ortamında, ortamın diğer tüm unsurlarını etkileyen geçerli bir kültür olur. Çoğu öğrenme ortamında, kültür sorgusuz sualsiz kabul edilmiş, kanıksanmış durumdadır. Hatta, öğrenciler, öğretmenle veya öğretim elemanları böyle bir kültürün varlığının bilincinde bile olmayabilir. Bu kısımda, öğretim üyelerinin, öğretim elemanlarının ve öğretmenlerin niçin kültürel faktörlere özel olarak önem vermesi gerektiğini ve böylece bir öğrenme ortamının farklı unsurlarının nasıl yürütüleceği konusunda bilinçli kararlar alabileceklerini göstermeye çalışacağım. Kültür kavramı bu aşamada biraz soyut görünse de, etkili bir çevrimiçi öğrenme ortamı tasarlamada ne kadar hayati bir önem taşıdığını ortaya koymak istiyorum.
A.9.2 Kültürün tanımı
Ben, kültürü şöyle tanımlıyorum:
karar vermeyi etkileyen baskın değerler ve inançlar.
İçerik seçimi, derste teşvik edilen beceri ve tutumlar, öğretmen ve öğrenciler arasındaki ilişki ve bir öğrenme ortamının diğer tüm boyutları, bir kurumun veya sınıfın (yani bir öğretmen ve öğrencilerden oluşan bir topluluğun) egemen kültüründen etkilenir. Dolayısıyla, yukarıda tanımladığım ve bir öğrenme ortamında bulunan unsurların her birinin egemen kültürden etkileneceğini söyleyebiliriz.
Örneğin, aileler çocuklarını kendi değerlerini ve inançlarını yansıtan okullara göndermek isterler. Yani, o okuldaki öğrencilerin özellikleri de yalnızca kendi ebeveynlerinin kültüründen değil okulun kültüründen de etkilenecektir. Kültürün kendi kendini güçlendirme şekillerinden biri de budur.
A.9.3 Kültürlerin belirlenmesi
Farklı kültürlerin etkisini, bundan seneler önce İngiltere’de büyük ‘kapsamlı’ liselerin yönetimi konusunda araştırma yaparken fark etmiştim. Bu okulların 1960’larda Britanya’nın merkez sol hükümeti tarafından herkesin ortaöğretime eşit erişimini sağlamak amacıyla özellikle kurulduğu ve bu okulların birçok ortak yanı olduğu (büyüklüğü, öğretim programları, her öğrencinin aynı eğitim olanaklarına sahip olması gerektiği fikri gibi) düşünüldüğünde, bu okulların tümünde aynı egemen kültürü görmeyi bekleyebilirsiniz. Bununla birlikte, nasıl yönetildiklerini ve hangi sorunlarla karşı karşıya oldukları konusunda veri toplamak amacıyla 50’den fazla okulu ziyaret ettim ve her birinin diğerinden farklı olduğunu söylemeliyim.
Bu okulların bazıları daha önceden öğrenci alımında çok seçici davranan gramer okullarıydı. Bu okullar, öğrencileri testlerin kullanıldığı katı bir sistemle sıralıyordu. Testlerin sonucunda başarılı olan öğrenciler bir üst düzeye çıkarken, başarısız olanlar bir alt düzeye iniyor ve böylece üniversite eğitimi için en iyi olasılıklar belirlenmiş oluyordu. Bu okullardaki egemen değer, akademik mükemmeliyetti.
Bazı okullar ise cinsiyete göre ayrılmıştı. Cinsiyete göre ayrılan bir okulun nasıl ‘kapsamlı’ kategorisine alındığı hala beni şaşırtır. Ziyaret ettiğim bir kız okulunun temel hedeflerinden biri, kızlara ‘duruş’ ve letafet öğretmekti. Bu okulun egemen değeri ise, ‘hanımefendilik’ niteliklerinin geliştirilmesiydi.
Diğerleri kent okullarıydı. Bu okulların odak noktası, yetenekleri ne olursa olsun her çocuğun içerisindeki en iyiyi günyüzüne çıkarmaktı. Böyle okullarda, her sınıfta farklı yelpazede çok çeşitli yeteneklere sahip öğrenciler bulunurdu. Daha elit okullarla karşılaştırıldıklarında, bu okullar sıklıkla daha gürültülü, kaba-saba kurumlar olarak nitelendirilebilirdi. Bu okulların odak noktası ise, fırsat eşitliği ve sosyal içerme idi.
Bu okullardan her birinin farklı kültürleri o kadar kuvvetliydi ki, kapıdan adımınızı atar atmaz okulun kültürünü öğrencilerin koridorlarda birbirleriyle ve öğretmenleriyle olan iletişiminden, hatta öğrencilerin yürüyüşünden anlayabilirdiniz.
A.9.4 Kültür ve öğrenme ortamları
Kültürün bir öğrenme ortamı üzerindeki etkisinin iyi veya kötü olduğunu nasıl değerlendireceğiniz, egemen kültürün değerleri ve inançlarını paylaşıp paylaşmadığınızla yakından ilgilidir. Kanada’da aborjin çocukların zorla yerleştirildikleri semt okulları, kültürün okulların işleyişini nasıl etkilediğinin güzel bir örneğidir.
Bu okulların asıl amacı, aborjin kültürünü yok etmek ve yerine din-temelli Batı kültürünün egemen olmasını sağlamaktır. Bu okullarda, öğrenciler oldukları kişi olmalarından dolayı cezalandırılırlar. Bu tür okullarda, öğrenme ortamının diğer tüm unsurları da, empoze edilmek istenen egemen kültürü teşvik etmek için kullanılır.
Bu okullara devam eden öğrencilerin çoğu ne yazık ki birer hayal kırıklığı olsa da, bunun sorumluları (hükümet ve kilise) doğru şeyi yaptıklarına inanmaktadır. Kanada’da halen daha aborjinlerin eğitimi için yapılan bu ‘doğru şey’le mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu anlamda doğru şeyin, hem aborjin kültürünü hem de çevredeki egemen ‘Batı’ kültürünü dikkate alarak çalışmak olduğunu düşünüyorum.
Kültür yükseköğretim kurumlarında belki daha belirsiz, ancak yine de kuvvetli bir etkidir. Hatta yalnızca öğretim kurumları arasında değil, aynı kurum içerisindeki fakülteler ve bölümler arasında bile farklılık gösterir.
A.9.5 Kültür ve yeni öğrenme ortamları
Bir kurumdaki egemen kültürler o kadar güçlüdür ki, değiştirmesi oldukça zordur. Özellikle de tek bir bireyin, egemen bir kültürü değiştirmesi çok güçtür. Birçok Rektörün başına geldiği gibi, karizması olan liderler ve yöneticiler bile bunu yapmakta zorlanırlar.
Bununla birlikte, yeni teknolojiler yeni öğrenme ortamları oluşturmamıza olanak sağladıkça, artık öğretmenler de bugünün öğrencileri için önemli olduğunu düşündükleri değerleri ve inançları destekleyen bir kültürü bilinçli bir şekilde yaratma fırsatına sahiptirler. Bunun ele geçebilecek çok nadir bir fırsat olduğunu belirtmem gerekir.
Örneğin ben, bir çevrimiçi öğrenme ortamında aşağıdakileri yansıtan bir kültür yaratmak isterim:
- Karşılıklı saygı (öğretmen ve öğrenciler arasında, ama özellikle öğrencilerin kendi aralarında)
- Farklı fikirlere ve düşüncelere açık olmak
- Kanıta dayalı argüman ve sorgulama
- Öğrenmeyi cazip ve eğlenceli hale getirme
- Bir disiplinin epistemolojisini ve değerlerini ortaya çıkarma
- Şeffaf ölçme-değerlendirme (rubrikler ve ölçütler gibi araçlarla)
- Sınıftaki her öğrencinin kişiliğine saygı ve tanınırlık
- Işbirliği ve karşılıklı destek
Bir dersin sahip olduğu kültürel unsurları gösteren listem, elbette, benim inançlarımı ve değerlerimi yansıtıyor. Sizinkiler bundan daha farklı olacaktır. Bununla birlikte, kendi inançlarınızın ve değerlerinizin farkında olun ki, bunları en iyi şekilde destekleyen öğrenme ortamını tasarlayabilesiniz.
Bu kültürel unsurların öğrenme çıktılarına benzediğini düşünebilirsiniz; ancak ben buna katılmıyorum. Bu kültürel unsurlar çok daha geniş kapsamlı, çok daha genel ve dijital çağda etkili bir öğrenme ortamı oluşturmak için gerekli koşulları olduğuna inandığım şeyler.
Son olarak, bir öğretmenin veya öğretim elemanının kendi kişisel, kültürel koşullarını bir öğrenme ortamına ‘dayatma’ hakkı olup olmadığını sorgulayabilirsiniz. Kişisel olarak, benim bu durumla bir sorunum yok. Konu alanı uzmanı veya eğitimci olarak, öğrenme sürecinin gerektirdiklerini ve bu gerekliliklere en iyi şekilde ulaşacak kültürel ögeleri sizin öğrencilerinizden daha iyi bildiğinizi düşünüyorum. Her halükarda, öğrencilerinizin içinde öğrendikleri kültüre karar vermede daha fazla söz hakkı olması gerektiğine inanıyorsanız, bu da sizin seçiminiz ve bunun da o kültür içerisinde yerini alması gerekir.
A.9.6 Özet
Kültür, bir öğrenme ortamının en kritik unsurlarından biridir. Kültürün belirli bir öğrenme durumu içerisindeki etkisinin farkında olmamız ve en etkili olduğuna inandığımız türde bir öğrenme ortamını oluşturup desteklemeye yönelik olarak o kültürü şekillendirebiliyor olmamız gerekir. Bununla birlikte, önceden var olan, egemen bir kültürü değiştirmek oldukça güçtür. Yine de, yeni öğrenme ortamları geliştirmemizi olanaklı kılan yeni teknolojiler, öğrenme ortamı içerisinde öğrencilerinize en iyi şekilde hizmet verecek türde bir kültürü geliştirme olanağını da bize sağlamaktadır.
Her öğrenme ortamında, diğer tüm unsurların üzerinde egemenlik kuracak kültürel ögeler olacaktır. Bir öğrenme ortamının bütün unsurlarını gösterdiğim aşağıdaki şekile, kültürü arka plan olarak eklememin nedeni tam olarak budur.
Etkinlik A.9 Öğrenme ortamında kültürün yeri
- Etkili bir öğrenme ortamını betimlemede kullanıldığı şekliyle, benim ‘kültür’ tanımımı kabul ediyor musunuz? Eğer hemfikir değilseniz, siz kültürü nasıl tanımlardınız? Üzerinde tartıştığım kavram için başka bir terimi mi tercih ederdiniz?
- Çalıştığınız kurumun kültürünü betimleyebilir misiniz? Kurumunuzun temel özellikleri veya ana hedefleri nelerdir? Yoksa kurumunuzda birden fazla mı kültür var?
- Kendi sınıfınız veya sınıflarınızdaki kültürü betimleyebilir misiniz? Neleri ‘kalıtım yoluyla’ alıyorsunuz? Neyi sıfırdan oluşturabilir veya neleri değiştirebilirsiniz?
- Kültürün bir öğrenme ortamında anlaşılır olmasının önemine dair görüşlerimi paylaşıyor musunuz? Yoksa kültür bir öğretmenin gözardı edebileceği veya etmesi gereken bir şey midir?
- Kendi sınıflarınızdaki ideal kültür ne olurdu? Böyle bir kültürü yaratmak veya beslemek için ne yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz?
Geri bildirim / Hatalar